Kültür ve Turizm Bakanlığı, Göbeklitepe ve Karahantepe’deki kazı çalışmalarında önemli buluntular ortaya çıktığını duyurdu. Özellikle Karahantepe’deki insan heykeli üzerinde yapılan analizler ilgi çekici sonuçlar verdi. Bazı görüntülerde heykelin fallusu (erkeklik organı) görülürken, bazılarında ise bulunmadığı görüldü. Taş Tepeler Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, bu iddialar ve bölgenin geçmişiyle ilgili merak edilen soruları yanıtladı.

Sosyal medya platformlarında arkeologlar tarafından heykelin fallusunun bilinçli olarak kırıldığı yönünde iddialar ortaya atıldı. Karul, Neolitik Çağ’ın başlarında yerleşim yerlerinde bulunan yapıların ve konutların işlevlerinin sona ermesiyle birlikte bilinçli olarak gömüldüklerini belirtti. Bu süreçte heykel de üç büyük parçaya bölünmüş. Fallusunun kırılmasının birçok heykelde görülen bir durum olduğunu ifade etti. Karul, heykelin bulunduğu yerde fallusunun monte edilmeden önce ve sonrasında çekilen fotoğrafları karşılaştırarak bu iddiaları çürüttüklerini de belirtti.

Heykellerin yanı sıra bölgede bulunan hayvan figürleri ve dikili taşlar da dikkat çekiyor. Karul, bu betimlemelerin o dönemde anlamını bilen insanlara bir şey ifade ettiğini ve mitolojik hikayelerin anlatıldığı donatılar olduğunu söyledi. Bu durum, bölgedeki insanların ortak bir hafızaya sahip olduklarını gösteriyor.

Kadın heykelleri konusunda Karul, eril sembollerin sert nesnelerle, dişi sembollerin ise organik malzemelerle yapıldığına dikkat çekti. Bu nedenle kadın heykellerinin az bulunmasının organik malzemelerin günümüze ulaşmamış olabileceği anlamına gelmediğini belirtti.

Karul, Taş Tepeler’deki kazılarda bir dinden söz etmenin henüz mümkün olmadığını düşündüğünü ancak ritüellerin gerçekleştiği bir dönem olarak değerlendirdi. Heykellerdeki kaburgaların ölümü sembolize ettiğini ve aynı zamanda yaşamın bir ifadesi olduğunu da vurguladı.

Göbeklitepe ve Karahantepe, Anadolu’nun tarihine ışık tutan önemli keşiflerle dolu ve bu kazılardan elde edilen buluntular araştırmacılara büyük bir heyecan veriyor. Bu keşifler sayesinde geçmişimizi daha iyi anlamak ve değerlendirmek mümkün oluyor.