Erdoğan, Devletin Gücünü Gösterdi: ‘Devletin Kare Ası’
Türkiye’nin Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak gibi devletin dört önemli ismi terör saldırısının hemen ardından bir araya gelerek çektikleri bir fotoğrafı paylaştı. Bu fotoğraf ve yapılan açıklama, Türkiye’nin son yedi yıldır devam eden faaliyetlerini ve ulusal çıkarlarını koruma konusundaki kararlılığını vurguluyor.
Bu fotoğraf, Türkiye’nin terörle mücadele konusunda sadece bir savaş değil aynı zamanda ulusal çıkarlarını koruma taktiklerini de içeriyor. Bu liderler, kamuoyu önünde nadiren bir araya gelse de, gerçekte birlikte çalışarak Türkiye’nin içeride ve dışarıda yürüttüğü mücadelede önemli bir rol oynuyorlar.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamaları da terörle mücadelenin sadece terör örgütleriyle değil, onları destekleyenlerle de yapılacağını gösteriyor. Devletin gücü bu fotoğraf ve açıklama ile birlikte ortaya çıktı. Uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığından başlayarak Kafkasya’daki güç paylaşım savaşına ve NATO’nun harekete geçip geçmeme kararlarına kadar Türkiye’nin ulusal ve sınır dışındaki çıkarlarının hepsine aynı önemle yaklaşılıyor.
Türkiye artık terörle mücadeleyi parçalara ayırmayıp tam tersine bir bütün olarak ele alıyor. Türkiye’nin sınırları bir bütün olarak görülüyor ve bu sınırlar Suriye’den başlayarak Irak’a, İran boyunca uzanıyor. İran sınırlarının güvenlik duvarlarıyla korunmasının sebebi de buradan kaynaklanıyor.
Hedef, terör örgütünün finansal kaynaklarını yok etmektir. Taksim saldırısının ardından Türkiye, terörle mücadeledeki kararlı tavrını muhataplarına açıkça gösterdi. Özellikle petrol kuyuları ve enerji tesisleri gibi meşru hedefler belirlendi. Amacımız terör örgütünün lojistik desteğini kesmek ve finansal kaynaklarını ortadan kaldırmaktır. Terör örgütüne giden her kuruş, Türkiye’ye karşı silah olarak geri dönüyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamalarında ise üç dikkat çeken nokta var. İlk olarak, teröristlerin Suriye’de eğitildiği ve bu olayların sonucu olduğu belirtiliyor. İkinci olarak, Irak ve Suriye’deki tüm terör örgütü altyapısının meşru hedef olduğu ifade ediliyor. Üçüncü olarak, diğer tarafların bu hedeflerden uzak durması isteniyor.
Suriye ve Irak’ta yapılacak hava operasyonlarıyla terör örgütlerine karşı bir süpürme harekatı gerçekleştirilecek. Suriye’de SİHA’lar ve gerektiğinde savaş uçaklarının kullanılacağı hava operasyonları planlanıyor. Suriye’de uygun adımlar atılmazsa daha kapsamlı hava operasyonları da gündeme gelebilir. Aynı şekilde, Türkiye Irak sınırı boyunca da güvenli bölgeler oluşturacak ve üs bölgelerini genişletecektir.
Terör örgütüne karşı yapılan operasyonlarda özellikle Zap bölgesinde önemli kayıplar yaşandı. Şimdi, Zap’a odaklanarak teröristleri tamamen temizlemek hedefleniyor. Türkiye, olası senaryolara göre planlarını yapmış durumda. Suriye ve Irak sınırlarının temizlenmesi bu planların temel önceliklerinden biridir.
Son zamanlarda, Türkiye Bağdat hükümetiyle terörle mücadele konusunda önemli görüşmeler yaptı. Irak hükümeti, uzun bir süredir istikrarsızlıkla mücadele ettiği için ulusal bir devlet olma hedefiyle adımlar atmaya başladı. Kalkınma Yolu’nun Irak üzerinden Türkiye’ye geçmesi, Bağdat için hayati bir öneme sahiptir. Bu nedenle, Ankara-Bağdat görüşmelerinde, terör örgütüne karşı ortak operasyonlar düzenlenmesi konusu önemli bir başlıktır.