2024 Avrupa Futbol Şampiyonası finallerine katılma hakkı kazandıktan sonra, Ermenistan maçı sonrasındaki hayal kırıklığımız yerini zafer coşkusuna bıraktı. İlk olarak Hırvatistan’ı kendi evinde, ardından da Letonya’yı Konya’da yenerek bu büyük başarıyı elde ettik. Bu başarının arkasında şüphesiz ki teknik direktör Vincenzo Montella’nın büyük katkısı var. Peki, Montella ne yaptı ve nasıl başardı? Herkesin merakla beklediği soru bu. Ben de bu sorunun cevabını araştırdım…
Milli takımımız, Ermenistan maçının ardından moral olarak çok düşmüştü. O maçtan sonra oyuncularımızın öz güveni tamamen sarsılmıştı. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) bu noktada oyunculara psikolojik destek sağlamak için yeni teknik direktörümüz Vincenzo Montella’ya şu teklifi sundu: “Oyuncularla birlikte çalışarak onlara psikolojik destek verecek bir mentör, bir psikologla çalışalım mı?” Ancak, İtalyan teknik direktör bu teklife sıcak bakmadı ve dedi ki: “Oyuncularım için en iyi psikolog benim. İzin verin, bu sorunu onlarla birlikte çözelim.” Ve bu görüşmenin ardından Montella, futbolcularla birebir görüşmelere başladı.
İşte tam da bu noktada ‘Akdeniz kanı’ devreye girdi. Daha önce A Milli Takım’ın teknik direktörlüğünü yapmış olan Stefan Kuntz, Alman bir teknik direktör. Almanlar, İtalyanlar veya Türklerin sorunlara ve insanlara yaklaşımında çok farklılar. Bu durumu eleştirmek için değil, tamamen bir gözlem olarak TFF yetkilileri tarafından ifade ediliyor. Türkler ve İtalyanlar coşkulu insanlar ve duyguları daha ağır basar. Bu anlamda, oyuncularımızın Vincenzo Montella ile uyumu neredeyse mükemmeldi. Çok rahat iletişim kurarak birlikte sorunlara çözüm yolları buldular.
Burada altını çizmek gereken bir nokta var. Türkiye’ye birçok İtalyan teknik adam gelmişti, ancak çoğu başarılı olamamıştı. Vincenzo Montella’yı farklı kılan ise acımıza ve deprem felaketimize ortak olmasıydı. En zor günlerde Türk halkıyla çok duygusal ilişkiler kurdu. Yardım için koştu, deprem bölgesindeki çocuklarla futbol oynadı ve onlara moral aşıladı. Bu hem ona hem de bize çok iyi geldi.
Tabii ki futbol sadece duygularla oynanan bir oyun değil. Fiziksel gücünüz, taktik ve teknik becerileriniz yeterli olmadığı sürece motivasyon ve duygular da etkili olmaz. Montella için söylenen bir şey ise benim dikkatimi çekti: “Rakip takımlar üzerinde inanılmaz bir araştırma çalışması yapıyor. Taktik, bu saatler süren çalışmanın ardından ortaya çıkıyor.” Hem Hırvatistan hem de Letonya maçlarında bu farklılık net bir şekilde ortaya çıktı.
A Milli Kadın Voleybol Takımımız Santarelli’nin yönetiminde Milletler Ligi, Avrupa Şampiyonası ve 2024 Olimpiyat Elemeleri’nde birincilik kürsüsüne çıkarken, Montella’nın yönettiği A Milli Futbol Takımı da EURO 2024 biletini aldı. Türkiye, tarihindeki ilk Dünya Kupası’na da İtalyan Puppo’nun yönetiminde gitmişti. Türkiye, son dönemde kadın voleybolunda ve futbolda elde ettiği büyük başarılarla dikkat çekiyor. İlginci, bu başarıların sonunda her iki takımı da İtalyan teknik adamlar getirdi.
Ayrıca, Türkiye’nin milli takımları olarak tarihinde katıldığı ilk Dünya Kupası da İtalyan teknik adam Sandro Puppo yönetiminde gerçekleşti. Puppo, 1952 yılında teknik direktör olarak göreve başlayarak milli takımımızı 1954 Dünya Kupası’na taşımış ve tarihe geçmişti. İtalyan teknik adamlar, Türkiye’yi futbolda Dünya Kupası’na 2 kez ve Avrupa Şampiyonası’na 6 kez götürebilen tek yabancı teknik adamlar oldu.
Sonuç olarak, İtalyan teknik adam Montella’nın liderliğinde A Milli Futbol Takımı, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası finallerine katılma hakkını elde etti. Bu başarı, Türk futbolunda son dönemde elde edilen en büyük başarılar arasında yer alıyor. Vincenzo Montella’nın oyuncularla iletişimi, rakipleri analiz etme yeteneği ve duygusal desteği, takımın başarısında önemli bir rol oynadı. Türkiye, kadın voleybolunda ve futbolda kazandığı büyük başarılarla uluslararası sahnede adından söz ettiriyor ve İtalyan teknik adamlar da bu başarıda büyük pay sahibi oluyor.