TBMM Genel Kurulu’nda dün yaşanan “Kürt böreği” tartışması, Meclis tutanaklarına şu şekilde yansıdı: Halkların Demokratik Partisi (HEDEP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, son günlerde gündemde olan “Kürt böreği” tartışmasına değindi. Bu tartışmanın odak noktasının ne kadar garip olduğunu belirten Beştaş, “Levent Börek” adlı bir börek zinciri tarafından bu böreğin “küt böreği” olarak tanıtıldığını söyledi. Beştaş, böreğin asıl adının “Kürt böreği” olduğunu vurgulayarak, bu böreğin tanıtımını yapanların ve yaygınlaştıranların Biliceli Kürtler olduğunu aktardı. Ayrıca, Kürt böreğinin tescilli bir börek olduğunu ve her yıl İstanbul’da bir festival düzenlendiğini belirtti. Beştaş, diğer börek türleri olan Boşnak böreği, Laz böreği, Gürcü mantısı, Çerkez tavuğu ve Arap aşı için de benzer tartışmalara yol açacak bir öneri sunulup sunulmadığını sorguladı.
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ise Kürt böreği hakkında daha önce duymadığını ifade etti. Beştaş, bir sonraki sefere börek getireceğini söyledi.
TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, belirli bir yaşa kadar yediğimiz ve daha sonra yemediğimiz şeylerin yaşamımıza etki ettiğini belirtti. İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu ise böreğin hangi kategoride yer aldığını sordu. Önder ise “Sözde Kürt böreği” de denilebileceğini, ancak bu böreğin “küt” olarak adlandırıldığını belirterek teşekkür etti.
Hürriyet gazetesinin yemek yazarı Sahrap Soysal, Kürt böreğinin hikayesini anlattı. Böreğin mucidinin Bingöl’ün Kiğı ilçesinin Bilice köyünde doğan Mehmet Bilice olduğunu belirten Soysal, Bilice’nin İstanbul’a göç ettiğini ve ilk olarak bu böreği el arabasında ve Sarıyer mahallelerinde sattığını söyledi. Böreğin zamanla üstüne şeker tozu serpildiğini ve günümüzde yanında pudra şekeri verildiğini ifade etti. Soysal, Kürt asıllı vatandaşlarımızın bu böreği popüler hale getirdiği için adının “Kürt böreği” olduğunu sözlerine ekledi.
Tarif üzerinde de konuşan Soysal, hamurun su, tuz ve unla yapıldığını ve her bir börek bezesinin bolca yağlandığını ve uzun süre bekletildiğini aktardı. Sonrasında her bir bezin elle yağlandığını ve incelikle açıldığını belirtti. Ardından her bir yufkanın zarf şeklinde katlanarak bir börek tepsisine üst üste yerleştirildiğini ve nar gibi kızartıldığını söyledi.