Türk Kızılayı Genel Başkanı Fatma Meriç Yılmaz, Hürriyet’in sorularını yanıtlayarak Kızılay’ın yardımlar ve gelecek adımlar hakkında bilgi verdi. Konteyner kentler kurulmasından gıda ve kıyafet yardımlarına kadar birçok konuda faaliyet gösterdiklerini belirten Yılmaz, şunları söyledi:
“Hızlıca harekete geçtik ve günlük 500 aileye sıcak yemek sağladık. Ancak maalesef aşevimiz saldırıya uğradı ve personelimiz oradan ayrıldıktan sonra sığındıkları yerlere giderek sıcak yemek dağıtmaya devam ettiler. Odun ateşinde yemek pişirme yöntemi kullanıldı. Aynı zamanda gıda ve hijyen kolileri temin ederek dağıtmaya devam ettik. Lojistik olarak da yardım sağladık ve yazılım sistemine destek olduk. Su sıkıntısıyla da ilgilendik ve Mısır’a gönderdiğimiz 4 personelimizi orada bıraktık. Her zaman ayni yardım göndermek mümkün olmadığı için nakdi yardımlar üzerinde yoğunlaşmaya karar verdik.”
“Uluslararası toplantılarda Asya Pasifik ülkeleri ve Ortadoğu ülkeleri bir araya geldi. Vietnam’da yapılan toplantılarda ne yapabileceğimizi tartıştık. Filistin’e gitme kararı aldık. Öncelikle Ürdün’ü ziyaret ettik ve Ürdün Kızılayı’ndan da destek aldık. Filistin’de ise Filistin Başbakanı ve Filistin Kızılayı ile görüşmeler gerçekleştirdik. Çok sayıda yetim çocuğun olduğunu öğrendik. Bu çocukları kurtarmak için girişimlerde bulunsak da Filistinliler buna karşı çıktı ve ‘Vatan terk edilirse elden gider’ dediler.”
“Barınma konusunda atacağımız adımlar da var. Filistin Başbakanı ve Filistin Kızılayı ile görüşerek kamplar yerine konteynerlerin daha iyi bir seçenek olabileceğini belirttiler. Bu konuda IFRC’ye başvuruda bulunabileceğimiz belirttik. Malatya’daki konteyner fabrikamızda da üretim yapmayı planlıyoruz ve demonte olarak güvenli bölgelere kurmayı düşünüyoruz. Ayrıca yetimhane kurma konusunda da anlaşmaya vardık. Kaynak bulma konusunda IFRC yardımcı olabilir. Ayrıca İsrail ile işbirliği yaparak güvenli bir alan oluşturma konusunu da düşünüyoruz. Yıkılan konutların sayısı 50 bin olduğu için kendi imkanlarımızla 1000 konteyner yapabiliriz.”
“Bölgede en çok ihtiyaç duyulan şeyler nelerdir?” sorusuna Yılmaz, “AFAD koordinasyonunda yapılan ayni yardımlar var. Bunun yanı sıra nakdi yardımları teşvik ediyoruz. Nakdi yardımlar ile Filistin Kızılayı’na bir aylık yakıt desteği sağladık. Ayrıca hastanelerin elektriklerinin sağlanması için de yakıt desteği sunduk. Personelimiz ihtiyaç olan su ve gıda kolilerini alarak doğrudan yönlendiriyor. Hava çok soğudu ve bölgede ciddi bir kıyafet ihtiyacı var. İzmir’den yola çıkacak bir gemiye 88 palet kışlık kıyafet yükledik ve yaklaşık 10 bin aileye yetecek kadarı oldu. Ancak bize 1 milyon kişinin kıyafet ihtiyacı olduğu söylendi. Mısır’da Türk mağazaları bulunuyor, onlarla görüşerek bağış toplamaya çalışacağız.”
“En büyük risk salgın hastalıkların başlamasıdır. İçeride su yok, insanlar üzerini değiştiremiyor ve 70 kişinin bir alanı paylaştığı söyleniyor. Filistin Başbakanı ile yaptığımız görüşmede 6 bin kişinin kayıp olduğunu öğrendik ve büyük olasılıkla enkaz altında can vermişlerdir. Her taraf ölüm kokuyor. Ben bir tıp doktoru olarak salgın hastalıkların başlamamasının mümkün olmadığını görüyorum. Sağlık tesisi yok, hijyen yok ve barınacak yer yok. Bir salgın başlarsa İsrail de etkilenecektir. Ayrıca sadece Refah Sınır Kapısı’nın açılması yanlış bir karardır. Bölgede beş ayrı kapı bulunmaktadır ve Batı Şeria’dan Gazze’ye doğrudan giriş yapılmalıdır.” dedi.