Selen Mağzalcıoğlu: Mezopotamya Lezzetlerini Modern Sunumlarla Buluşturan Yaratıcı Şef

Mezopotamya mutfağıyla gelen ödül... Kayıp tatların peşinde

Selen Mağzalcıoğlu, yemek yapma becerisini ailesinin geçmişinden miras almış bir ailede doğmuştur. “Mardinliyiz ve bizde herkes mükemmel yemek yapar. Yemek yapma becerisi çocuklukta öğrenilir ve hayatın bir parçasıdır” diye belirtiyor. Yemek yapmanın yanı sıra farklı sunumlarla da ilgilenen biri olan Mağzalcıoğlu, bir yıl önce açtığı “7 Mila” adlı restoranıyla Gault&Millau tarafından ödüle layık görüldü. Bu restoran, Mezopotamya mutfağını tanıtmayı amaçlamaktadır. Restoranın kurucusu ve aynı zamanda şefi olan Selen Mağzalcıoğlu ile restoranın hikayesini konuştum.

Selen Mağzalcıoğlu, Saint Benoit Fransız Lisesi’nde lise eğitimini tamamlamıştır. Lise yıllarında yaz aylarında yemek eğitimleri almaya başlamıştır. Ancak bu dönemde ailesi onun aşçı olmasına çok fazla destek vermemiştir. Ancak Yeditepe Gastronomi Bölümü’nde tam burslu olarak kabul edildiğinde ailesi yemek tutkusuna destek olmaya başlamıştır.

Mağzalcıoğlu, Yeditepe Gastronomi Bölümü’nde okuduktan sonra pastacılık alanında uzmanlaşmak için New York’ta French Culinary Arts okulunda eğitim almıştır. Ünlü şef Jacques Torres’in çikolata dükkânında staj yapmıştır. Türkiye’ye döndükten sonra küçük bir çikolata ve kahve atölyesi açarak çikolata ve kakuleli Süryani kahvesini yurtdışında satışa sunmaya başlamıştır.

Mağzalcıoğlu, çikolata konusunda uzmanlaşsa da Mezopotamya lezzetlerini yapabileceği bir restoran açma hayaline sahiptir. Bu dönemlerde babası ile bir otel açmışlardır. Ancak kendi hayalini gerçekleştirmek için harekete geçmiş ve 7 Mila restoranını açmıştır. Restoranda Mardin, Hatay ve Urfa’dan geleneksel yemekleri sunmaktadır.

Mardin’deki Süryani yemekleri konusunda anneannesinden ve babaannesinden destek aldığını belirten Mağzalcıoğlu, bazen onları da mutfağa alarak misafirlere sürpriz lezzetler sunmaktadır. Restoranın tatlı tabağı “Meyme” adını taşımaktadır. Bu tatlılar, Mardin’de özel olarak hazırlanan bir tahta kutuda sunulmaktadır ve babaannesinin yaptığı tatlıları temsil etmektedir.

Mağzalcıoğlu, restoranda modernize ettikleri içli köftenin büyük ilgi gördüğünü belirtmektedir. Geçtiğimiz yıl aldıkları Gault&Millau ödülünün kendileri için çok değerli olduğunu ifade eden Mağzalcıoğlu, önümüzdeki yıllarda Michelin Yıldızı’na da layık görüleceklerine inançlarının olduğunu söylemektedir.

Ayrıca, Istanbul ve New York’ta yeni restoranlar açmak için çalışmalara başladıklarını söyleyen Mağzalcıoğlu, Istanbul’daki restoranın farklı bir konseptte olacağını ancak New York’taki restoranın da Mezopotamya lezzetlerine ev sahipliği yapacağını belirtmektedir. ABD’ye bu lezzetleri taşımayı en büyük hayali olarak görüyor.