Kış Mevsiminin Getirdiği Viral Salgınlarla İlgili İstanbul İl Sağlık Müdürü Açıklama Yaptı

İstanbul İl Sağlık Müdürü Memişoğlu: Mevsimsel salgınlardan çok, bu hastalıklardan çekinin

Kış mevsimiyle birlikte birçok virüsün yayılması nedeniyle viral salgınlar artıyor. Ancak İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, bu durumun mevsimsel bir artış olduğunu belirtiyor ve şunları söylüyor: “Geçen senelerden farklı bir sayı var mı derseniz, çok anlamlı bir farklılığımız yok. Klinik süreçler belki biraz farklı olabilir. Biraz daha uzun sürüyor olabilir hastalığın belirtileri. Kovid ile kıyaslayanlar var; bunun kıyaslanması mümkün değil. Çünkü bu, mevsimsel bir artış, beklediğimiz bir durum. Kovid mevsimsel bir salgın değildi. 2019-2020-2021 senelerinde aralıksız bir salgın şeklinde sürdü.” İstanbul’daki yoğun bakım doluluk oranlarının yüzde 70 ila 80’ler civarında seyrettiğini söyleyen Prof. Dr. Memişoğlu, dolaşım sistemi bozukluğu olan hasta sayısının üst solunum yolu enfeksiyonu hastalarından daha fazla olduğunu belirtiyor.

Prof. Dr. Memişoğlu, kış aylarının üst solunum yolu enfeksiyonu mevsimi olarak bilindiğine dikkat çekiyor ve şu açıklamayı yapıyor: “Kapalı ortamlarda daha çok bulunmaya bağlı olarak ağırlıklı olarak influenza adını verdiğimiz grip virüsüne bağlı enfeksiyonlarda mevsimsel artışlar yaşanıyor. Bu aslında yüzyıllardır devam eden bir durum. Yoğun bakım kapasitemiz Avrupa ve OECD standartlarının üzerinde olduğundan burada yatan hastalar sadece üst solunum yolu enfeksiyonu hastaları değil; inme, ameliyat sonrası hastalar, düşkün hastalar, şeker hastaları ve komada olan hastalar da dahil olmak üzere çeşitli hastalıkları olan hastaları da içeriyor. Bu nedenle yoğun bakım doluluk oranlarımız kış aylarında genellikle yüzde 70 ila 80 arasında seyrediyor. Yaz aylarında ise bu oranlar daha düşük oluyor.”

Prof. Dr. Memişoğlu, dolaşım hastalıklarının üst solunum yolu enfeksiyonlarından daha ölümcül olduğunu vurguluyor ve şöyle devam ediyor: “Bugün inme ve kalp krizi gibi dolaşım hastalıklarına baktığımızda ölüm oranlarının viral enfeksiyonlara bağlı üst solunum yolu enfeksiyonlarına oranla çok daha yüksek olduğunu görüyoruz. Yoğun bakımlarımızda solunum yolu hastalıklarından daha fazla bu tür hastaların takip edildiğini ve sayısının daha yüksek olduğunu görüyoruz. Bu nedenle insanlar, bulaşıcı hastalıklardan korunmak için önlemler almalı. Ancak dolaşım hastalıkları, inme, kalp krizi, diyabet gibi hastalıklar özellikle genç ve çalışabilir yaşta olan insanlarda daha riskli hale geliyor.”

Prof. Dr. Memişoğlu, insanların hasta olmaması için önlemler alması gerektiğini belirterek şu uyarılarda bulunuyor: “Kendini kötü hisseden kişiler maske kullanmalıdır. Kapalı ortamlara girdiklerinde daha dikkatli olmalıdır. Eğer kırgınlık, yaşlılık veya kronik hastalıklar gibi durumlar söz konusu ise kapalı ve kalabalık ortamlara girmekten kaçınmalı ve girmek zorunda kalınırsa maske kullanmalısınız. Hafif ateşi olan ve solunum yolu enfeksiyonu belirtileri yaşayan hastaların erken aşamada tedavi edildiğinde etkili olduğunu gözlemliyoruz. Bu nedenle bu tür hastalarımızın, bu gibi durumlarda kendilerine en yakın aile hekimlerine gitmeleri önemlidir. Özellikle yaşlı veya kronik hastalıkları olan kişilerin, aile hekimlerine gitmesi çok daha önemlidir. Çünkü erken tedavi sayesinde hastalığı daha hafif geçirebilirler. Hasta sayısının daha yüksek olduğu acil servislere gitmek yerine kendi aile hekimlerine gitmeleri daha etkili olacaktır. Ayrıca acillerde her zaman öncelik kalp krizi, trafik kazası veya travma hastalarına verilmek zorundadır. Grip gibi hastalıklara ancak bu hastaların tedavisi tamamlandıktan sonra bakılır. Bu nedenle bu kalabalık ortamlarda bir süre beklemek zorunda kalabilirsiniz. Mevsimsel yoğunluğumuz bahsettiğimiz Kasım, Aralık, Ocak ve Şubat aylarında olduğu için önümüzdeki haftalarda bu yoğunluğun yavaş yavaş düşeceğini düşünüyoruz. Mart ayına kadar devam edecek ve bu mevsimden sonra yoğunluk daha çok alerjik hastalıklara yönelik olacak.”