Amerikalı ressam Bob Ross’un kurduğu yağlı boya ve boyama malzemeleri şirketi, Türkiye’de ‘Bob Roos markasını taşıyan ürün ve eğitim programlarının taklit edilerek veya hukuka aykırı şekilde ithal edilerek, yurtiçinde satışa sunulduğu’ gerekçesiyle dava açtı. Dava dilekçesinde, markaya tecavüzün önlenmesi ve markayı taşıyan ürünlerin imha edilmesiyle maddi ve manevi tazminat talep edildi.
İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, dava sürecinde, başvurucu şirketin markasını taşıyan ürünlerin ticari amaçla kullanıldığı ve markaya tecavüzde bulunulduğunu tespit etti. Mahkeme, davalı şirketin markayı kullanmasını yasakladı, markayı taşıyan ürünlerin imha edilmesine karar verdi ve başvurucuya maddi ve manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Ancak mahkeme, Bob Ross markasının ‘tanınmış marka’ olmadığı yönünde karar verdi.
Bob Ross şirketi, mahkemenin ‘tanınmış marka’ konusundaki kararını Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını onayladı. Karar düzeltme isteği reddedilen başvurucu, Adalet Divanı’na bireysel başvuruda bulundu ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etti.
Şirket, davanın uzun sürmesi nedeniyle ‘makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği’ gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne ikinci kez başvurdu. Ancak Anayasa Mahkemesi, iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle bu başvuruyu kabul edilemez buldu ve tazminat komisyonuna başvurulması gerektiğine karar verdi.