Bâb-ı Âli: İstanbul’un Tarihi Kapısı
İstanbul’un Gülhane Parkı’na hemen karşısında bulunan ‘Bâb-ı Âli’, Topkapı Sarayı’na yakınlığı ile bilinen önemli bir yapıdır. Bu muazzam kapı, Osmanlı İmparatorluğu’nda hükümet ve bürokrasinin merkezi haline gelmiştir. 1844 yılında açılan ‘Yüce Kapı’ isimli bu haşmetli yapı, o günden itibaren diplomasinin, bürokrasinin ve hükümet idaresinin simgesi haline gelmiştir.
‘Bâb-ı Âli’ terimi o dönemde Sadrazam veya hükümeti ifade etmek için kullanılmıştır. Diplomatlar ve seyyahlar, farklı dillerinde bu yapıya ‘Sublime Porte’ veya ‘Hohe Pforte’ demişlerdir. Bu tarihi kapı, Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz dönemlerinde meşhur sadrazamlar ve nazırlar ile ilişkilendirilmiş ve önem kazanmıştır.
Cumhuriyet döneminde ‘Vilayet Konağı’ olarak kullanılmaya başlayan bina, sadrazamların yerine valilerin ikametgahı haline gelmiştir. Ancak ‘Bâb-ı Âli’ yani ‘Babıâli’ terimi, basının ve medyanın simgesi olmaya devam etmiştir. 1990’lara kadar basın dünyasını temsil eden bir kavram olarak kullanılmıştır.
Gazetelerin Cağaloğlu’ndan plazalara taşınması ve televizyonların yaygınlaşmasıyla ‘Bâb-ı Âli’ unutulmaya yüz tutmuştur. Ancak günümüzde İstanbul Valiliği tarafından restore edilen bu tarihi kapı, eski ihtişamına kavuşmak için çalışmalarını sürdürmektedir.