Kurtuluş Savaşı’nın en önemli fotoğrafçılarından biri olan Etem Hamdi Tem, kendisi için tarihe tanıklık eden bir objektif diyebileceğimiz özel bir fotoğrafçıdır. Atatürk’ün “Bu ölüm kalım mücadelemizde bir harp fotoğrafçısını yanımızda götürelim” sözlerinin ardından cephede yerini alır ve birçok önemli kareye imza atar. Afyon Kocatepe fotoğrafı da tam olarak bunlardan biridir. Ulus Gazetesi için 1960 yılında Fikret Otyam’a verdiği röportajda anlattığı üzere, 30 Ağustos sabahı vadiye doğru bir taarruz başlar ve Mustafa Kemal Paşa direktifler verirken, bir ara kayalıklar arasında tek başına düşünceli bir şekilde dolaşmaya başlar. Bir süre sonra tepenin ucuna gelir ve Etem Hamdi Tem deklanşöre basarak o kareyi çeker. Bu fotoğraf daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin teklifi üzerine Taksim Cumhuriyet Anıtı’ndaki heykellerden bir bölümüne örnek olacak heykelin yapımcısına ilham kaynağı olacaktır.
Etem Hamdi Tem, Kurtuluş Savaşı’nın her bir anını cam negatif ile ölümsüzleştirmiş bir fotoğrafçıdır. Savaş sonrası da fotoğrafçılığa devam ederken, Ankara Kızılay’daki Foto Etemi stüdyosunda çalışmalar yapar ve Milliyet Gazetesi’nde fotomuhabirliği yapar. Vitrini tamamen Atatürk fotoğraflarıyla doludur. Ancak 1947 yılında Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nde arşivini telifle değerlendirmek ister ve reddedilir. Müdürlük arşiv için “İşe yaramaz” der. Bu olay sonrasında küskünlüğü başlar ve “Ben öldükten sonra tüm fotoğraflarım imha edilsin” diyerek fotoğraflarını yok etmek istediğini söyler. Elbette eşi Melek Tem bunu gerçekleştirmez ve fotoğraflar parça parça elden çıkar. 700-800 adet Kurtuluş Savaşı fotoğrafından oluşan bu arşiv, tarihe tanıklık eden bir objektife sahip olan Etem Hamdi Tem’in büyük bir eseridir. Yeditepe Üniversitesi’nde bulunan tarihi sergide, bu özel fotoğrafları görme şansına sahip olabilirsiniz.