Barut Fıçısı Avrupa ve Büyük Savaşın Kıvılcımı

20. yüzyılın başlarında Avrupa, yüzeyde barış içinde görünse de derinlerde sömürge rekabeti ve milliyetçilik dalgalarıyla sarsılıyordu. Osmanlı İmparatorluğu da bu gerilimlerin merkezindeydi. 28 Haziran 1914’te Saraybosna’da patlak veren olaylar, tüm dengeleri alt üst edecek bir domino etkisi başlattı. Avusturya-Macaristan Veliahtı Franz Ferdinand’ın öldürülmesi, milyonlarca insanın hayatını kaybedeceği bir savaşın fitilini ateşledi.

‘Kara El’ ve Sırp Milliyetçiliğinin Gölgesinde Bir Suikast

Bosna’nın Avusturya-Macaristan yönetimine geçmesi, Sırp milliyetçilerini öfkelendirmişti. Rusya’nın desteklediği ‘Kara El’ örgütü, bölgede faaliyet gösteriyordu. Franz Ferdinand’ın Saraybosna ziyareti, bu örgüt için bir fırsata dönüştü. Yedi kişilik bir suikast timi, prensin rotası üzerine yerleştirildi. İlk saldırı başarısız olsa da Gavrilo Princip adlı genç, tarihin akışını değiştirecek kurşunları sıkacaktı.

Latin Köprüsü’nde Tarihi An: İki Kurşun, Milyonlarca Kayıp

Ferdinand’ın aracının yanlış yola sapması, Princip’e beklenmedik bir şans verdi. Veliaht ve eşi Sofia, birkaç metre mesafedeydi. Princip’in ateşlediği kurşunlar, yalnızca bu çiftin değil, tüm dünyanın kaderini etkiledi. Suikastın ardından Avusturya’nın Sırbistan’a savaş ilan etmesi, ittifaklar zincirini harekete geçirdi. Dört yıl süren savaş, imparatorlukları yıktı ve haritaları yeniden çizdi.

Saraybosna’da Tarihe Tanıklık: Suikastın İzleri Bugün de Canlı

Latin Köprüsü yakınlarındaki suikast noktasında, Princip’in ayak izleri ve anma kitabesi bulunuyor. Ferdinand’ın bindiği otomobilin replikası da sergileniyor. Bu nokta, ziyaretçilere sadece bir suikastı değil, dünya tarihindeki en büyük kırılmalardan birini hatırlatıyor. Bosna’nın hüzünlü atmosferi, bu tarihi olayın ağırlığını hissettirmeye devam ediyor.