Robert Kolej’den Boğaziçi’ne Uzanan Akademik Yolculuk
Emeritus Prof. Dr. Yani Skarlatos, eğitim hayatına 1962’de Amerikan Robert Lisesi’nde başladı. Bugün Boğaziçi Üniversitesi’nin güney kampüsü olarak bilinen bu tarihi mekân, onun hem öğrencilik hem de akademisyenlik yıllarına tanıklık etti. İstanbul’da doğan ve Rum okulunda temel eğitimini tamamlayan Skarlatos, “15 YAŞINDA ADIM ATTI” diyerek anlattığı lise serüvenini şöyle aktarıyor: “1947 doğumluyum. 1962’de Robert Kolej’in yolunu tuttuğumda, burası benim ikinci evim olacaktı.”
Yale’den Boğaziçi’ne: Bir Akademisyenin Dönüşüm Hikâyesi
Lisenin ardından Robert Kolej Yüksekokulu’nda elektrik mühendisliği okuyan Skarlatos, 1970’te Yale Üniversitesi’nde doktoraya başladı. Tesadüfi bir karşılaşma onu yeniden Boğaziçi’ne getirdi: “Bir hocamız, ‘Üniversiteye akademisyen olarak gelsene’ dedi. 1971’de Robert Kolej’in Boğaziçi Üniversitesi’ne dönüşmesinin ardından, 1974’te burada ders vermeye başladım.” 2014’te emekli olmasına rağmen öğretmeyi sürdüren Skarlatos, “Emeritus unvanı sayesinde gençlerle bilgi paylaşmaya devam ediyorum” diyor.
Emeritus Profesörlük: Bilgelikle Süren Akademik Miras
Emeritus profesörlük, emekli olmuş ancak deneyimini aktarmak isteyen akademisyenlere verilen bir statü. Skarlatos gibi isimler, bu unvanla ders yükü olmadan üniversitede kalabiliyor, genç akademisyenlere rehberlik edebiliyor. “Boğaziçi’nin yaşayan tarihi” olarak anılan Skarlatos, “Bu sistem sayesinde bilgi aktarımı kesintisiz sürüyor” ifadesini kullanıyor.