Prof. Dr. Ebru Yeşim Özkan: “Körfezin İyileşmesi Uzun Yıllar Alacak”
İzmir Körfezi’nde geçen seneye oranla balık ölümlerinde belirgin bir düşüş kaydedildi. Uzmanlar, alınan tedbirlerin olumlu etkisinin görüldüğünü ancak körfezin eski sağlığına kavuşmasının uzun bir süreç gerektirdiğini vurguluyor. İzmir Körfezi Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ebru Yeşim Özkan, geçen sene 70 ton olan balık ölümlerinin bu sene belediye verilerine göre 6 tona düştüğünü ifade etti. Özkan, “İzmir Körfezi’nde berraklık görülmediği için insanlar, körfezde en ufak bir düzelme olmadığını söyleyebilir. Ancak geçen yıla göre alınan tedbirler balık ölümlerini azaltmış durumda” dedi. Körfezdeki kirlilik sorununun 40 yıllık bir birikimin sonucu olduğuna dikkat çeken Özkan, düzelmenin 1-2 yılda mümkün olmayacağını belirtti.
Prof. Dr. Özkan, yarı kapalı bir yapıya sahip olan körfeze 33 farklı dereden kirlilik taşındığını açıkladı. Özellikle yaz aylarında Organize Sanayi Bölgesi’nden geçen Ağıl Deresi ve Gediz Nehri’nin büyük miktarda kirlilik yükünü iç körfeze taşıdığını söyledi. Acil bir çözüm olarak uygulanması planlanan ‘modifiye kil’ yöntemi için Bayraklı’nın pilot bölge seçildiğini belirten Özkan, “Kil ilk defa uygulanacağı için kısa vadede etkisi olabilir. Bu kil doğal değil, alüminyum sülfat açısından zengin modifiye edilmiş bir kil. Su kolonundaki birtakım organik ve inorganik maddeleri kendisine bağlayabiliyor. Ancak kil zamanla sedimente inecek. Sediment üzerine yığılması istediğimiz bir durum değil” ifadelerini kullandı.
Körfezin asıl sorununun dip sedimenti olduğunu vurgulayan Özkan, siyahımsı çamurumsu tabakanın uzaklaştırılması gerektiğini, sedimentin eski haline dönmesinin su kolonundan çok daha zor olduğunu aktardı. Özkan, derelerin betonlanmasının da büyük bir hata olduğunu belirterek, “Betonlama çok uzun yıllar önce yapıldı. Şimdi körfezde bunun sonucunu görüyoruz. Dere yataklarını betonladığımız zaman oraya gelen organik madde ve yük olduğu gibi körfeze karışır” dedi. Son olarak, kirliliğin önlenmesi için hem sanayi kuruluşlarının hem de halkın bilinçlendirilmesi ve üzerine düşeni yapması gerektiğinin altını çizdi.
