Arıboğan, Gülüm, Helvacı ve Köksal Hakkında FETÖ Bağlantılı Soruşturma
FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün 2011 yılındaki ‘Futbolda Şike Soruşturması’ kapsamında yeni bir adım atıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, eski basketbolcu ve TFF eski Başkan Vekili Lütfi Arıboğan, TMOK Başkanı Ahmet Gülüm, TFF eski Baş Hukuk Müşaviri İlhan Helvacı ve Galatasaray eski yöneticisi Ebru Köksal hakkında soruşturma başlattı. Savcılık, “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yardım” ve “soruşturmanın gizliliğini ihlal” suçlamalarıyla dört ismin emniyette hazır edilmesi talimatını verdi.
Baransu İle İrtibat ve Adli Kontrol Kararı
Yapılan açıklamada, şüphelilerin FETÖ/PDY davası kapsamında tutuklu eski gazeteci Mehmet Baransu ile irtibatlı olarak usulsüz işlemlere katıldıklarının tespit edildiği öne sürüldü. İfadelerinin alınmasının ardından Lütfi Arıboğan ve İlhan Helvacı’ya yurt dışı yasağı ve imza şeklinde adli kontrol tedbiri uygulandı. Ahmet Gülüm ve Ebru Köksal ise herhangi bir kontrol tedbiri olmaksızın serbest bırakıldı. Savcılık sevk yazısında, “Şüphelilerin FETÖ/PDY ile organik bağları konusunda somut tespit bulunmamış ise de eylemlerinin bu haliyle üye olmamakla birlikte örgüte yardım suçuna temas ettiği” ifadelerine yer verildi.
Soruşturma Hacker Olayı ve Mosturoğlu’nun Şikayeti İle Başladı
Sürecin başlangıcı, hacker’ların Lütfi Arıboğan’ın e-posta şifresini kırarak 3 Temmuz Şike Soruşturması’na dair yazışmaları Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu Başkanı Şekip Mosturoğlu’na ulaştırmasına dayanıyor. Mosturoğlu’nun 16 Mayıs 2025’te savcılığa yaptığı başvuru soruşturmayı tetikledi. Mosturoğlu, yaptığı açıklamada, “O ekran görüntüleriyle çok net ve sabit, o dönemin TFF Başkan Vekili Lütfi Arıboğan, UEFA’yı manipüle ediyor. Onunla da yetinmiyor, medyaya da kozmik odada olan evrakları servis ediyor, hem de kime ediyor? Mehmet Baransu’ya ediyor” dedi. Savcılık incelemelerinde, Arıboğan ile Baransu arasında 101 kez telefon trafiği olduğu iddia edildi.
3 Temmuz Şike Davası ve Kumpas İddialarının Seyri
FETÖ mensubu savcı Zekeriya Öz tarafından başlatılan ve 2011’de geniş çaplı operasyonlarla yürütülen dava, zamanla bir kumpas soruşturmasına dönüştü. İlk duruşmada Aziz Yıldırım’ın “Ne şikesi, memleket elden gidiyor” sözü hafızalara kazındı. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ardından yeniden yargılanan sanıkların tamamı 2015’te beraat etti. 2016’da başlatılan operasyonla ise söz konusu şike davasının bir kumpas olduğu iddiasıyla çok sayıda gazeteci, avukat ve emniyet görevlisi hakkında soruşturma açıldı. Bu davada sanıklara ağır hapis cezaları verildi.
