Ruhsatsız Kömür Ocağı Göçüğünde Madenci Hayatını Kaybetti, Adalet Arayışı Sürüyor

Çocuğunu göremedi adaleti arayacağım

Bağlık Mahallesi’nde 21 Haziran tarihinde B.Ö. tarafından işletilen kömür ocağında yaşanan göçük sonucunda Uğur Bıyıklı (33) yaralandı. Yaralı madenci arkadaşları tarafından kurtarılarak Atatürk Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Ancak, yapılan müdahalelerin ardından Bıyıklı Ankara Etlik Şehir Hastanesi’ne sevk edildi fakat kurtarılamadı. Bıyıklı’nın cenazesi 26 Haziran’da Kırat Şehir Mezarlığı’na defnedildi. Kömür madeninin sahibi olduğu iddia edilen B.Ö. hakkında adli soruşturma başlatıldı.

Uğur Bıyıklı’nın hamile eşi Berna Bıyıklı (28), eşinin adaletini aramak için söz verdiğini ifade ederek, “Eşim, yaşadığı ciğerlerinin ters dönmesi ve şahdamarının yırtılması sonucunda ağır yaralandı. Onu uzaktan görebilmiştim ve Ankara’ya sevk edildi. Orada 3 gün boyunca hayatta kalma mücadelesi verdi. 3 gün sonra yoğun bakımda onun yanına girdim ve bilinci yerindeydi. ‘Seni seviyorum, adaletini arayacağım’ dediğimde ağladı” şeklinde konuştu. Berna Bıyıklı, eşinin cep telefonunda gördüğü kadarıyla, çalıştığı kaçak ocaktaki sahibin B.Ö. olduğunu belirtti ve “Ocakta sigortalı bir çalışma söz konusu değildi. O kadarın ruhsatsız olduğunu biliyorum. Eşim bana bir şey söylemedi ancak kazadan önceki üç gün boyunca moralinin bozuk olduğunu söyledi. Arkadaşları, patronlarına normalde 1 ton kömür çıkarılması gereken yerden 3 ton kömür talep etmiş. Kazadan sonra bu talep yerine getirildi. Durumumuz pek iyi değildi, cuma günü doğum yapacaktım. Bu yüzden eşim kaçak ocağında çalışmak zorunda kaldı” şeklinde konuştu.

Berna Bıyıklı, oğluna eşinin adını yaşatmak amacıyla “Uğur Asil” ismini vermeyi planladığını açıkladı. Bıyıklı, “Eşim kaçak ocakta çalışmak zorunda kaldı. Doğumdan sonra sigortalı bir işe girecekti, ancak durumumuz elvermediği için ‘Doğuma kadar çalışayım, cebimizde para olsun’ dedi ve ocağa girerek çalıştı. Aldığı ücret, çıkardığı kömür miktarına bağlıydı. Bazen bin lira, bazen 2 bin lira alıyordu, bazen de hiç alamıyordu” dedi.

Acılı eş Berna Bıyıklı, “Adaleti arayacağım. Soruşturma yapılmasını istiyorum. Avukatımız da bu konuyla ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Büyüklerimizden bu konuyu dikkate almalarını istiyorum. Eşim devlet memuru, doktor, mühendis ya da asker değildi ama sonuçta şehit oldu. Bir emekçiydi. Ekmek parasını taştan kazanıyordu, çocuğu için. İlk kez baba olacaktı, çok istiyordu. Ne yazık ki çocuğunu göremedi. Benim hiçbir sosyal güvencem yok, en azından çocuğumun geleceği güvence altına alınsın. Birbirimizi çok seviyorduk, acım hiçbir zaman dinmeyecek” şeklinde devam etti.