Azerbaycan’ın Şuşa’yı 8 Mayıs 1992’de gerçekleştirdiği işgal, 8 Kasım 2020’de sona ermiştir. Kentte yapılan alt yapı ve yol çalışmalarının yanı sıra, 30 yıl önce Ermenistan zulmünden kaçan ve göç etmek zorunda kalan Azerbaycanlı ailelerin geri dönüşü için çalışmalar hızla devam etmektedir. Bugüne kadar tamamlanan 23 binada toplamda 450 daire yapımına başlanırken, 17 binada 238 dairenin temelleri de atılmıştır. Evlerin tamamlanmasının ardından, Şuşa’dan 30 yıl önce göç eden 500 Azerbaycanlı ailenin geri dönüşü bu yılın sonuna kadar sağlanacaktır.
Tarihi ve kültürel bir kent olan Şuşa, Dağlık Karabağ’ın “gözü” olarak nitelendirilen bir konuma sahiptir. Şehirde savaşın izleri silinirken, birçok tarihi anıtın restorasyon çalışmaları devam etmektedir. 190 tarihi eser, aslına uygun bir şekilde restore edilmektedir. Şuşa sorumlusu Semaye Memedov, Ermenistan’ın işgal döneminde Şuşa’daki tüm tarihi yapıları tahrip ettiğini ve çürümeye terk ettiğini ifade etmiştir. Eserlerin orijinaline uygun olarak yeniden inşa edilmesiyle birlikte, camiler, anıtlar, konaklar ve bilim-sanat yapıları Şuşa’ya geri kazandırılmaktadır. Şuşa yakın zamanda tekrar kültür ve sanat kenti haline gelecektir. Şehir, köklü bir tarihe sahip olup, Azerbaycan’ın gözbebeği konumundadır.
Ayrıca, Ermenistan’ın Karabağ’ı işgal ettiği dönemde gerçekleştirdiği toplu katliamların araştırılması için bir komisyon oluşturulmuştur. Azerbaycan Askeri Savcısı Emin Tagiyev, komisyonun Şuşa ve Fuzuli başta olmak üzere işgalden kurtarılan kentlerde kayıp kişilerin izini sürdüğünü belirtmiştir. Araştırmalar sonucunda, toplu mezarlarda 480 kişinin kemiklerine ulaşılmıştır. DNA örnekleri alınan kayıp kişilerin aileleriyle eşleştirilerek kimlikleri belirlenmektedir. Toplu mezarlara ulaşılması, Ermenistan’ın o dönemde toplu katliamlar gerçekleştirdiğini göstermektedir. Emin Tagiyev, Ermenistan’ın soykırım ve katliamlarıyla ilgili dosyalar hazırlayarak uluslararası savaş mahkemelerine taşınacağını ifade etmektedir.