Bakanlık tarafından yapılan bir açıklamaya göre, çocukların dijital platformlardaki riskli içeriklerden korunması ve mahremiyet bilincinin artırılması amacıyla dijital risklerden korunma eğitimi ve mahremiyet eğitimi verilmektedir. Bugüne kadar Bakanlığa bağlı kreşlerde, gündüz bakımevlerinde ve çocuk kulüplerinde toplam 35 bin 550 kişiye dijital risklerden korunma eğitimi, 142 bin 601 kişiye ise mahremiyet eğitimi verilmiştir. Ayrıca, eğitimlerin yanı sıra ailelere çocuklarını dijital dünyanın tehlikelerinden korumaları için tavsiyelerde bulunulmuştur.
Açıklamada, çocukların dijital platformlarda kişisel bilgilerini ve detaylı görsellerini paylaşmanın riskler içerdiği vurgulanmıştır. Kötü niyetli kişilerin çocuklara daha kolay ulaşabileceği ve onları istismar edebileceği belirtilmiştir. İnternetin uygunsuz kullanımının neden olabileceği sorunlara karşı, öncelikle ebeveynlerin bilinçli olması gerektiği ve çocukların internet kullanımında yasaklayıcı tedbirler yerine bilinçlendirici bir tutum benimsemeleri gerektiği önemle vurgulanmıştır.
Çocukların, dijital ortamda rahatsız edici bir durumla karşılaştıklarında veya tanımadıkları kişilerden rahatsız edici mesajlar aldıklarında cevap vermemeleri, bu durumu ailesi veya güvendikleri bir yetişkinle paylaşmaktan çekinmemeleri gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, çocukların internete ilk kez tanıştıkları dönemlerde, ailenin ortak kullanım alanlarında sanal mecralara girmelerinin sağlanması ve çocukların uzun süre tek başlarına sanal ortamda bırakılmamaları önerilmiştir. Çocukların gerçek hayatta tanımadığı ve riskli görülen profillerle iletişimlerinin önlenmesine yönelik tedbirlerin alınması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, rahatsız edici kişileri şikayet etme ve engelleme imkanlarının bulunduğu internet sayfaları ve sosyal medya platformlarının nasıl kullanılacağının çocuğa öğretilmesinin önemi üzerinde durulmuştur.
Bunun yanı sıra, 0-3 yaş döneminin çocukların gelişim açısından kritik bir dönem olduğu belirtilmiştir. Bu dönemde çocukların ekrana maruz kalmasının beyin gelişimini, öğrenme ve zihinsel süreçlerini, sosyal gelişimlerini ve dikkat geliştirme becerilerini olumsuz etkileyebileceği ifade edilmiştir. Bu nedenle, çocukların 3 yaşına kadar ekrana maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mobil cihazların çocuklar için bir oyuncak veya ödül olarak görülmemesi gerektiği ve aktif katılımı teşvik eden oyunlara yönlendirilmesinin önemine değinilmiştir.