Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali Bahar, son dönemde gerçekleşen depremlerin birçok kişinin yaşadığı büyük acıların sebebi olduğunu vurgulayarak, konuyla ilgili çeşitli adımlar atıldığını açıkladı. Bahar, bu adımların tek yürek olarak atıldığına dikkat çekti ve Antalya’nın sadece turizm ve tarım şehri olmadığını, Türkiye’nin en değerli şehirlerinden biri olduğunu kanıtladığını belirtti.
Bahar, güvenli şehirler için somut adımların atılması gerektiğini belirterek, kentlerin depreme dirençli hale getirilmesi gerektiğini ifade etti. Bahar, Master işinin bir kenara bırakılıp büyük bir araştırma sonucu şehrin depreme karşı daha dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Çünkü bir daha böyle acılara maruz kalmak istemediklerini de vurguladı.
Bilim Akademisi Üyesi ve Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür ise 11 şehri vuran depremlerin etkileri, beklenen İstanbul depreminin neden olacağı hasarlar ve Antalya’nın deprem risk haritası hakkında bir sunum yaptı. Görür, Antalya’nın jeolojisine bakıldığında dağlık bölgelerin zemininin çok sağlam olduğunu ve batı kısmında da yine sağlam olduğu düşünülen travertenlerin yer aldığını belirtti. Antalya’nın meşhur delikli, boşluklu travertenlerinin üzerine inşa edildiğini de sözlerine ekledi. Binaların mühendisliğin ve mimarlığın öngördüğü şekilde yapıldığı takdirde bir sorun olmayacağını vurgularken, Antalya Körfezi’nin doğusundaki kırıntılı, bazen iyi çimentolanmamış ve yeraltı su seviyesi yüksek alanların ise sorun teşkil edeceğini ifade etti.
Görür, İstanbul’a dair ise en iyimser tablonun bulunduğunu belirtti. Depremde ölümlerin çoğunun yapı stoğundan kaynaklandığını dile getiren Görür, yapılan çalışmalarda olası İstanbul depreminde yaklaşık 100 bin binanın hasar alabileceğinin öngörüldüğünü hatırlattı. Görür, her bir binanın 5 katlı olduğunu varsayarak 500 bin kat olduğunu, her katta 2 dairenin yer aldığını düşünerek 1 milyon daire olduğunu sözlerine ekledi. Her bir dairenin 4 kişi tarafından kullanıldığı takdirde, 4 milyon insanın burada yaşayacağını aktardı. Bu tablonun en iyimser senaryo olduğuna işaret eden Görür, İstanbul’da gerçekleşecek depremi bekleyerek değil şimdiden hazırlık yaparak bu duruma karşı önlem alınması gerektiğini vurguladı.