Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bekir Özer tarafından yürütülen Arascik Tepesi’ndeki kazı çalışmaları, Orta Tunç Çağı, Hitit Uygarlığı ve Anadolu Selçuklu Dönemi’ne ait bulguların ortaya çıkmasını sağladı. Bu çalışmalara, çevrede yaşayan 60’a yakın kadın ve 8 arkeologdan oluşan bir ekip katılmaktadır. Doç. Dr. Özer, kadınlara önceden temel arkeoloji eğitimleri verdiklerini ve maaşlarının ve sosyal haklarının Kavaklıdere Belediyesi tarafından karşılandığını belirtmektedir. Yaptığımız röportajlarda kadınlar, deneyimlerini ve çalışmanın heyecanını paylaşmıştır. Huriye Gezgin, Asarcık Tepesi’ne yakın bir yerde yaşadığı için işe başladığını ve köyündeki tarihi yaşamı çalışarak öğrendiğini söylemektedir. Doç. Dr. Bekir Özer, Asarcık Tepesi’nde yürürken bir çanak parçasının ayağına takılması sonucunda kazı çalışmalarının başladığını belirtmektedir. Kazı çalışmalarında elde edilen buluntuları ve köy kadınlarının katkısını anlatırken, erken Helenistik döneme ait yapı temelleri ve Anadolu Selçuklu Dönemi’nden Gıyaseddin Keyhüsrev’e ait sikkelerin bulunduğunu ifade etmektedir. Kadınlar, zaman zaman arkeolog arkadaşların işlerini de yapmaktadır. Doç. Dr. Özer, çalışmalar sayesinde kadınların doğru bilgilere ulaştığını ve “define” algısının da kırılmasına yardımcı olduklarını belirtmektedir. Derebağ Köyü’nde yaşayan 32 yaşındaki Tülay Cambaz, buldukları her yeni şeyin büyük heyecan yaşattığını ve öğretmenlerinin buluntunun 2 bin yıl öncesine ait olduğunu söylemesiyle o tarihe gittiğini ifade etmektedir. Kazı alanına mutlulukla giden 40 yaşındaki Sevcan Değirmenci, tarihteki yaşamın izlerini ortaya çıkarmanın yorgunluğunu heyecana dönüştürdüğünü belirtmektedir. Her gün “Acaba bugün ne bulacağım” merakıyla çalışmaya devam ettiğini söylemektedir.