Türk Böbrek Vakfı yönetim kurulu üyesi ve nefroloji uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, basın toplantısında bilinçsiz ilaç kullanımı hakkında önemli uyarılarda bulunarak, kalp-böbrek ilişkisi üzerinde durdu. Prof. Dr. Sever, “Vücut organlarının tamamı, birbirleriyle uyum içinde çalışır. Kalp ve böbrek arasındaki işbirliği diğer organlara göre daha sıkıdır ve böbrek bu organların başında gelir. Bu nedenle, kalp-böbrek sendromu olarak adlandırdığımız kardiyorenal sendrom sıkça karşımıza çıkar. Bu hastalığın 5 alt türü bulunmaktadır. Kalbin böbreği etkileyerek hastalandığı durumlara kardiyorenal sendrom denirken, böbreğin kalbi etkileyerek hastalandığı durumlara ise renokardiyak sendrom adı verilmektedir. Şeker hastalığı, yüksek tansiyon, obezite, metabolik sendrom, damar kireçlenmesi ve yüksek kolesterol gibi durumlar, her iki organ için de risk faktörüdür ve hasar oluşturabilir” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Sever, romatizmal ilaçlar, bazı kontrast maddeler, antibiyotikler ve bitkisel ilaçların bilinçsiz kullanımının kardiyorenal sendroma yol açabileceğini belirtti. Ancak bilinçsiz kullanılan herhangi bir ilacın böbrek, kalp ve diğer organlarda hasara yol açabileceğini de ekledi. İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız gerektiğini vurguladı. Böbrek hastalığının görülme sıklığı %15, koroner kalp hastalığının görülme sıklığı ise yaklaşık %42 civarındadır. Ancak, birçok böbrek hastalığı zaten farkında olmadığımız için gerçek görülme sıklığı belirlenememektedir.

Toplantıda söz alan Türk Kalp Vakfı Başkanı Kenan Güven ise Türkiye’deki çocuk kardiyoloji uzmanı eksikliğine dikkat çekti. Güven, “Türkiye’de sadece 490 çocuk kardiyoloğu bulunmaktadır. 85 milyon insanın yaşadığı ve yaklaşık 5 milyon göç alan bir ülkede, 490 çocuk kardiyoloğunun çok az olduğunu söyleyebiliriz. Bir çocuk kardiyoloğumuzla Batman’da yürüyemez hale geldik çünkü herkes bize hastalıklarını anlatır oldu” şeklinde konuştu.