Glütensiz Beslenme Sorunu Eğitim Hayatını Etkiliyor
Çölyak hastalığı, buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda bulunan glüten proteinine karşı vücudun verdiği anormal immün tepki sonucu ortaya çıkıyor. Türkiye’de yaklaşık her yüz kişiden birinde görülen bu hastalığın bilinen tek tedavisi, ömür boyu sıkı bir glütensiz diyet uygulamak. Ancak okullarda, çölyaklı öğrenciler için güvenli ve uygun yemek seçeneklerinin bulunmaması ciddi bir sorun teşkil ediyor. Sunulan mönülerde çapraz bulaş riski nedeniyle tüketim güvenliği sağlanamıyor. Bu durum, çocukların hem fiziksel sağlığını riske atıyor hem de okul hayatında dışlanmışlık hissine yol açabiliyor.
Çölyakla Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serap Ardıç, Türkiye’de özellikle 2 yaş sonrası dönemde tanı alan çocuk sayısında belirgin bir artış olduğunu ifade ediyor. Buna karşın, eğitim kurumlarında yeterli farkındalık ve düzenlemenin olmaması dikkat çekici. Ardıç, “Özellikle ergenliğe yaklaşan çocuklarda, ‘dışlanma korkusu’ çok yoğun yaşanıyor. Arkadaşlarıyla birlikte yemek yiyememek onları hem üzgün hem öfkeli hale getiriyor” diyor.
Özel okulların büyük bir kısmı, glütensiz yemek hizmeti sunma konusunda isteksiz davranıyor. Yıl başında “her şey dahil” olarak alınan yemek ücretlerine rağmen, çölyaklı öğrenciler bu hizmetten yararlanamıyor. Hatta bazı okullar, doğrudan bu sorumluluğu almak istemediklerini belirterek, bu öğrencilerden yemek ücreti talep etmiyor. Bu durum, eğitimde fırsat eşitliği ilkesiyle örtüşmüyor.
Son dönemde bazı devlet üniversiteleri ve anaokullarında glütensiz yemek uygulamaları başlatılmış olsa da, bu girişimler henüz yetersiz ve yerel düzeyde kalıyor. İlkokul, ortaokul ve liselerde yaygın ve erişilebilir bir uygulama bulunmuyor. Aileler, okul seçerken yemek hizmetlerinin niteliğine ve okul yönetiminin konuya bakış açısına özellikle dikkat etmek durumunda kalıyor.
Çölyaklı bir çocuğun annesi olan Nil Güneş ise yaşadıkları zorlukları şu sözlerle anlatıyor: “Çocuğumuzun arkadaşlarıyla aynı masada yemek yiyememesi sosyalleşmesini etkileyecek. Okul arayışına başladığımızda pek çok kurumla görüştük ama bu konuda tatmin edici bir yaklaşım göremedik.”