DEM Parti İstanbul Adaylık Sürecinde Başak Demirtaş’ın Hamlesi ve Parti Kararları

İstanbul hesabı yeniden... Başak Demirtaş denklemden çıktı

Edirne Cezaevi’ndeki eşi Selahattin Demirtaş’la görüşmesi sonrasında Başak Demirtaş, 21 Ocak’ta yaptığı açıklamada “Halk ister, partimiz de uygun görürse demokrasi ve toplumsal barışın önünü açacağına inanırsak düşünebiliriz” şeklinde konuştu. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli ise Demirtaş’ın bu çıkışının kendileri için sürpriz olduysa da “sevindirici bulduklarını” ifade etti. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan da Başak Demirtaş’ın bu açıklamasıyla “aday havuzuna” dahil edildiğini ve Merkez Yürütme Kurulu’nda göz önünde bulundurulacağını duyurdu.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Koçyiğit ise Demirtaş’ın açıklamasının resmi bir başvuru niteliğinde olduğunu vurguladı. Demirtaş’ın adaylık olasılığı parti tabanında heyecan yarattı. Ancak, DEM Parti MYK’nın 5 Şubat kararında İstanbul, Ankara ve İzmir’de aday çıkarılacağı belirtilmesine rağmen Demirtaş’ın adı geçmedi. Parti kulislerinden Demirtaş’ın doğru bir aday olmayabileceği, güçlü bir isimle yarışa girilmesinin taktiksel kararlar alınmasına engel olabileceği yönünde yorumlar yapıldı. Özellikle parti içindeki kadın örgütlenmesinin, Başak Demirtaş’ın adaylığına direnç gösterdiği belirtildi. Demirtaş’ın Selahattin Demirtaş’ın eşi olarak değerlendirilmesinden rahatsız olan kadın yöneticiler, bu durumun parti için bir zorlama olduğunu ve Demirtaş’ın haksız eleştirilere maruz kalabileceğini savundu.

DEM Parti yönetimiyle Demirtaş arasındaki görüşmeler sonucunda ortak bir karara varıldığı dün açıklandı. Demirtaş, adaylık talebini geri çekerek “5 Şubat 2024 tarihinde partimizi temsilen bir heyetle bir araya gelerek tüm gelişmeler hakkında bilgilendirildim. Karşılıklı yürüttüğümüz istişareler sonucunda adaylık beyanımın bir başvuruya dönüşmemesi konusunda partimizle ortak görüş birliğine varmış bulunmaktayız. Bütün kararlar partimizle tam bir uyum ve koordinasyon içinde alınmıştır” açıklamasında bulundu. DEM Parti MYK’dan yapılan açıklamada da “Yetkili kurullarımız tüm seçenekleri değerlendirmiş ve Başak Hanım’la birlikte tam bir uyum ve koordinasyon içinde aday olmaması görüşüne varılmıştır” denildi. Grup Başkanvekili Sezai Temelli de “Nasıl ki aday olduğunda bize güç verdiyse şimdiki açıklaması da güç vermiştir” dedi.

DEM Parti kulislerinde Başak Demirtaş’ın hamlesinin Selahattin Demirtaş’tan bağımsız olmadığı konusunda görüş birliği bulunuyor. “Demirtaş çifti bu hamleyi neden yaptı?” sorusu ise hala gündemde. Siyasi çevrelerde bu konuda iki seçenek üzerinde duruluyor. Birincisi, Selahattin Demirtaş’ın 2023 seçiminde HDP’nin ayrı cumhurbaşkanı adayı çıkarmasını istemesi ancak bu önerinin kabul görmemesi sonucu Demirtaş’ın 2024 seçiminde DEM Parti açısından aday çıkarmama olasılığını ortadan kaldırdı. İkincisi ise Başak Demirtaş’ın siyasette ve özellikle DEM Parti tabanında hala etkili olduğunu göstererek, eşinin cezaevinde “unutulması” veya “yok sayılması” yaklaşımına karşı çıkması.

DEM Parti’nin olası İstanbul adayları arasında Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder ve eski HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu’nun isimleri geçiyor. Başak Demirtaş dışındaki tüm isimlerin farklı sonuçlar doğuracağı ve DEM Parti’nin son hamlesinin yine taktik bir karar olabileceği düşünülüyor. Buna göre, DEM Parti, iddiasız bir adayla da CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na gizli destek sağlayabilir. Bu görüşü savunan siyasetçiler, “İstanbul’da 1.5 milyona yakın Karadenizli seçmen bulunuyor. DEM Parti hiç aday çıkarmazsa İmamoğlu’nun bu kesimden alacağı oylar sınırlı kalabilir. Yani DEM’in adaysız katıldığı seçim, genel kanının aksine Ekrem İmamoğlu’na zarar verebilir” düşüncesini dile getiriyor.

DEM Parti Milletvekilleri Rüştü Tiryaki ve Saruhan Oluç, dün Edirne Cezaevi’nde Selahattin Demirtaş’la görüştü. Tiryaki, Demirtaş’ın mesajını şu şekilde aktardı: “Başak Hanım’ın adaylık açıklaması partimize güç vermek içindi, geri çekilme açıklaması da partimizin bilgisi dahilinde. Bütün bu süreçler birlikte yürütülmüştür. Halkımız bilsin, bize güvensin, ne yaptığımızı biliyoruz.”