Göllüce köyünde doğan Zehra Sarı, 7 erkek ve 4 kız kardeşiyle birlikte büyük bir ailede büyüdü. İlkokul yıllarında tarlada çalışırken aynı zamanda okula da devam etti. Ancak 5. sınıfı bitirdikten sonra babası, “Artık yeter” demesi üzerine eğitimine ara vermek zorunda kaldı. Fakat Zehra’nın içindeki okuma arzusu hiç bitmedi. Yıllar sonra, 25 yaşında bir fabrikada işçi olarak çalışırken, ailesinin karşısına geçip “Ben okumak istiyorum” dedi. İlk olarak açık ortaokula kaydoldu ve ardından liseyi tamamladı. Bu süre zarfında Nedim Sarı ile evlendi ve ilk çocuğuyla hamilelik döneminde üniversite sınavına girdi. Sonuçta Hatay Mustafa Kemal Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü’ne kabul edildi ve 2015 yılında mezun oldu. 2016 yılında öğretmenlik görevine başladı ve halen Gaziantep Olcay Külah Ortaokulu’nda çalışmaktadır.
Zorluklarla dolu bir yaşam hikayesiyle dolu olan Zehra Sarı, Gaziantep’in Göllüce köyünde çocukluk döneminde okul olmadığı için 9 yaşında birinci sınıfa başladığını ifade etti. İlkokulu tamamladıktan sonra uzaklık ve maliyet nedeniyle babasının onu ortaokula göndermek istemediğini belirtiyor. Ancak Zehra, okumayı çok seven bir çocuk olduğu için pes etmedi. 25 yaşına geldiğinde, çikolata fabrikasında çalışırken, ailesinin karşısına geçerek “Okumak istiyorum, engel olmayın” dedi. Açık öğretime kaydolarak ortaokula başladı ve halk eğitimde İngilizce kursuna yazılarak dil öğrenme yolunda ilk adımını attı. İşçilik yaparken biriktirdiği parayla bilgisayar satın aldı ve videolar izleyerek İngilizce becerilerini geliştirdi. 28 yaşında lise eğitimine başlayan Zehra, 32 yaşında mezun oldu.
Zehra’nın eğitim hayatında en büyük destekçisi eşi oldu. Evlilik teklif ettiğinde Zehra, “Üniversite okuyacağım, engel olmazsan evleniriz” dedi ve böylece evlendiler. Eğitim sürecini kendi planladı ve hamileyken üniversite sınavına girdi. Yüksek puan alarak Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde İngilizce Öğretmenliği bölümüne kabul edildi.
Zehra, erkek kardeşlerinin ortaokul ve liseyi tamamladıklarını ancak kendisinin kız olmasının en büyük sorun olduğunu ifade ediyor. Okula gönderilmediği ilk yılı hüzünlü bir şekilde geçirdiğini belirtiyor. İlkokul arkadaşlarının doktor ve mühendis olduğunu görünce içten içe üzüldü. Ancak şu anda erkek kardeşleri ona destek oluyor ve onunla gurur duyuyor. Babasını lise sonunda evlendiği yıl kaybettiğini söylüyor ve onu sınıfta öğrencilerinin arasında görmesini dilerdi.
Üniversite eğitimi için Hatay’a taşınırken bebeğinin sadece 1.5 aylık olduğunu belirten Zehra, ailecek bir öğrenci yurduna yerleşti ve mezun olana kadar orada yaşadı. İlk yıllarında ikinci çocuğuna hamile kaldı. Eşinin çalıştığı için her gün birini çocuklarının başında bırakamadığı için bazı günler okula çocuklarıyla birlikte gitmek zorunda kaldı. Yaz okullarında üstten ders alarak 3 yılda mezun oldu ve göreve başladı. Zehra, hiçbir çalışmanın boşa gitmeyeceğine inanıyor ve öğrencilere de bunu tavsiye ediyor.