Dolandırıcılık suçlamalarıyla gündeme gelen Seçil Erzan’ın avukatı Nazlı Nadide Karaaslan ile görüştük. Bu görüşme sayesinde, Seçil Erzan’ın iddialara nasıl cevap verdiğini ilk kez öğrendik.
Avukat Karaaslan, Seçil Erzan’ın 8 Aralık 2022 tarihinde annesi için Tekirdağ Çorlu’da bir daire satın aldığını ve 21 gün sonra da sattığını belirtti. Karaaslan, bu dairenin tefeciler tarafından ele geçirildiğini iddia ederek, şu ifadeleri kullandı: “Seçil, paraları ödemek istese dahi herhangi bir kaynağı bulunmamaktadır. Tutuklandıktan sadece 3 gün sonra, tefeciler annesinin evine el koyarak onu sokağa attılar. Annesi iki kez beyin ameliyatı geçirdi ve altı bezleniyor. Şu anda köydeki bir teyzesi ona bakmaktadır.”
Karaaslan, umarım mağdurlar paralarını alır ve banka da ödeme konusunda bir çözüm bulur şeklinde konuştu. Ayrıca, Seçil Erzan’ın en az cezayı alabilmesini temenni etti. Karaaslan, şu anda Seçil Erzan’ın durumunun çok kötü olduğunu ve özel bir hayatının veya başka bir şeyinin kalmadığını dile getirdi. Seçil Erzan, paraları almadığını inkar etmiyor ancak Karaaslan, paraları alan insanların da konuşması gerektiğini ve “Biz faiz aldık, bu kadar para aldık” demeleri gerektiğini belirtti. Karaaslan, Seçil Erzan’ın 12 yıldır bu işi yaptığını ve kimseye para kazandırmadığını düşünmek saflık olacağını sözlerine ekledi. Karaaslan, paranın nerede olduğunun MASAK raporları ile tespit edilebileceğini ve olağandışı zenginleşen kişilerin ortaya çıkabileceğini de vurguladı.
Seçil Erzan’ın bu dolandırıcılık olayına nasıl bulaştığını açıklayan Karaaslan, 2021 yılında spekülatif bir yatırım fonundan kâğıt satın aldığını ve paranın tamamen kaybolduğunu ifade etti. Bu durum Seçil Erzan’ın hem müşterisi hem de yakını olan bir kişiden kaynaklanmaktadır. Bu kişi, ticari hayatta başarılı bir iş insanıdır ve Seçil Erzan’ın gözünde “Bu kâğıdı başaramadı” düşüncesiyle bu işe başlamıştır. 2021 yılı sonunda doların aniden yükselmesiyle birlikte Seçil Erzan’ın birkaç milyon dolarlık açığı ortaya çıkmıştır. Bu dönemde Seçil Erzan, bu parayı kurtarmak için insanlardan para almış ve tefeciden para almıştır. Bu parayı ödemek için de Semih Kaya adlı biri devreye girmiştir ve bu şekilde rakam git gide büyümüştür. Yani, Seçil Erzan’ın kontrolünden çıkmıştır.
Galatasaray’ın eski yöneticilerinden İsmail İbrahim Çağlar, Seçil Erzan’ın 3 milyon dolarını kaptırdığını belirterek Karaaslan’a “Seçil Hanım size 100 bin dolar verebilir” dediğini iddia etmişti. Karaaslan, bu konuşmayı doğrulayarak, “Gerçekten böyle bir teklif oldu. İsviçre’den gelen bir para olduğu için kara paranın aklanmasıyla ilgili bazı prosedürleri yerine getirildi. Ayrıca kara paranın aklanmasıyla ilgili bir soruşturma geçirmek istenmedi” dedi.
Öte yandan, Seçil Erzan’ın telefonunda bulunan yazışmalarda, son günlerde Seçil Erzan’ın yakınlarına nasıl battığının ortaya çıktığı belirlendi. Seçil Erzan’ın telefonunda “Enişte” olarak kaydedilen teyzesinin eşi Mustafa Yılmaz ile yaptığı yazışmalarında, Seçil Erzan’a 2003 yılında el konulan İmar Bankası örneği verildi. İşte o yazışmalar:
Mustafa Yılmaz: Seçil, birçok konuda bilgim oldu. Saat kaçta bankaya gelsem iyi olur?
Seçil Erzan: Enişte, yarın görüşebilir miyiz?
Mustafa Yılmaz: Tabii ki, olur. Seçil, canım kızım, bütün krizler geçicidir. İyi bir uyku çek! Sağlıklı kararlar alabilmek için uyku borcun olmasın.
Mustafa Yılmaz: Seço, günaydın. Bir zamanlar İmar Bankası olayı oldu, bu krizi atlattılar. Müşteriler paralarını zamanında geri istediler ve banka bundan çok karlı çıktı. İnternetten İmar Bankası olayını araştırıp okuman faydalı olabilir. Ben de bakacağım. Üzülerek hiçbir işe yaramaz, sakin bir plan yapmalısın. Ana kritik noktayı bulmalısın. Bu plan için acil bir fon oluşturmalı ve borcu azaltmada sadece faiz miktarının yüzde 50’sini ödemelisin. Kesinlikle dış yardım almalısın. Durum ne olursa olsun, moralini bozma!
Mustafa Yılmaz: Seçil, günaydın. Nasılsın? İyi misin? Bir mucize gerçekleşecek ve sorun çözülecek, buna inanıyorum.
Seçil Erzan: İyiyim Enişte, sizi çok seviyorum.
1998 yılında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilen İmar Bankası’nın telefon kayıtlarında Bahadir Kadir gibi bazı isimler geçiyordu. Özellikle “Macit beni otomobillendir” reklamı uzun süre akıllarda kaldı. Banka, vadesinde yerine getirilmeyen yükümlülükler ve alınması gereken tedbirlerle ilgili problemlerden dolayı resmi olarak kapatıldı. Ancak vatandaşlar uzun süre paralarını alamadığı için “İmarzede” adıyla anıldı ve davalara yıllar boyunca devam edildi.