Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Şahin, dün Anadolu Yazarlar Derneği’nin “Anadolu Sohbetleri” programında yer aldı. Şahin, 2018 yılında Sudan eski Devlet Başkanı Ömer El-Beşir tarafından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hediye edilen dört aslan hakkında ilginç bir anekdot paylaştı. “Bir milyon metrekarelik bir alanda hayvanat bahçemiz bulunuyor. Daha önce Cumhurbaşkanımız torunlarıyla birlikte gezmişti. Bilgileri vardı. Sudan’a gittiğinde Cumhurbaşkanımıza dört aslan hediye edildi. İsimleri kendisi tarafından verildi. İki dişi, iki erkek aslan. O sırada Özel Kalem Müdürümüz Mustafa Bey de oradaydı. Gece saat 2 civarında beni aradı ve ‘Cumhurbaşkanımızla görüşmek istiyor’ dedi. Bir gün önce veteriner kardeşimiz, ‘Zürafamız Şakir artık yaşlandı, ona bir eş bulmamız gerekiyor’ demişti. Sonra Kayseri’den gelip ‘Selvi’ adını verdiğimiz dişi zürafayı getirdik ve düğün yaparak evlendirdik. Bir gün önce de ‘Başkanım, filimiz yaşlanmış durumda, bir dişi fil bulmamız gerekiyor’ dedi. ‘Nerede bulursan araştır, bulalım’ dedim. Böylece aklımızda bir dişi fil isteği hâlen vardı. Cumhurbaşkanımız telefonla arayarak ‘Bize dört aslan hediye ediyorlar, en uygun yerin Gaziantep olduğunu biliyoruz. Bakabilir misiniz?’ dedi. Ben de ‘Onlara iyi bakarız’ dedim. Aynı zamanda ‘Ancak Cumhurbaşkanım, bir de dişi fil ihtiyacımız var’ dedim. O da ‘Elimde erkek aslan var, sana dişi fili nasıl bulayım? Yarın sabah yine kontrol ederiz, belki dişi fil bulunabilir’ dedi. Ancak dişi fili bulamadık. İsteklerimize rağmen filimiz hâlen yalnız. Sri Lanka ile görüşmeler yaptık, büyükelçiliklere başvurduk. Yaklaşık altı yıl geçmesine rağmen hâlen filimiz yalnız. Aslanlar geldiğinde ise hiç aslan gibi görünmüyorlardı. Çok zayıflamışlardı. Sağlıklarına kavuşturduk ve şu anda doğurdukları dört yavruyla mutlular. Yavrulara tek tek isimlerini verdik.” diye konuştu.
Gaziantep’in turizmiyle ilgili olarak, Şahin gazetecilerle yaptığı söyleşide şu değerlendirmelerde bulundu: “Turizm açısından aslında çok iyi durumdayız. Ancak deprem sonrası geçen yıla göre yüzde beşlik bir düşüş yaşadık. Deprem psikolojisiyle insanlar şu anda gelmiyor. Oysaki ana turistik bölgemizde hiçbir sorun yok. Merkezi konumda ve turistik alanlarımızda hiçbir problem yok. Kültür Bakanımız geldiğinde ‘Bunun çözülmesi gerekiyor’ dedi. Ben de ‘Bu sorunu çözmek için en önemli şey tanıtım. Bu bölgenin turistler için güvenli olduğunu, tüm fay hatlarının enerjisinin alındığını, hizmetlerin eksiksiz sağlandığını anlatmamız gerekiyor’ diye yanıt verdim. O da ‘Haklısınız, doğru söylüyorsunuz’ dedi. Tanıtım Ajansı çalışmalarına başladı. Tanıtımlar sayesinde bu sorunu çözeceğimize inanıyoruz.”
Deprem sonrası iyileşme çalışmalarına da değinen Şahin, “Japonlar, 7.3 büyüklüğündeki bir deprem olduğunda stoklarının tamamını yapar, stadların altını depolarla doldurur. İhtiyaç olan her şeyi kimseye muhtaç olmadan sağlarlar. Ayrıca konteyner şehirleri kurar ve her an hazır tutarlar. Tüm sistemi hazır olduğu gibi, insanlar da eğitimlidir. 1995 yılında Kobe depremi meydana geldi ve adeta Islahiye gibi bir şehir yeniden kuruldu. Yeni şehirin kuruluş aşamalarını anlattılar. Biz de teknik ekibimizi Japonya’ya gönderdik ve tüm çalışmaları yerinde inceledik.” şeklinde konuştu.