HIV Test Merkezleri: Kimlik Paylaşmadan Test Yaptırabilir ve Tanı Alabilirsiniz

Tüm dünyada Farkındalık Günü... Tedavide çok yol alındı

HIV virüsü taşıyan bireyler, hastalıklarının açığa çıkmasını istemiyor. Çünkü toplumumuzda hâlâ “stigma” olarak adlandırılan damgalama oldukça yaygın. HIV pozitif kişiler iş bulma sorunu yaşıyor, aileleri ve sosyal çevreleri tarafından dışlanıyor. Bu nedenle, Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezleri (GDTM) bu kişilere yardım etmek için hizmet veriyor. Özellikle büyük şehirlerde bulunan bu merkezlere kimlik bilgilerini paylaşmadan gidebilir, test yaptırabilir ve tanı alabilirsiniz.

Türkiye’de HIV pozitif olan kadınların çoğunlukla monogam (tek eşli) ilişkilerden ve eşlerinden hastalığı kaptıklarını gözlemliyoruz. Dünya genelinde HIV pozitif tanısı alan kişilerin yarısı kadınlardan oluşurken, ülkemizde bu oran yaklaşık yüzde 18.5’tir. HIV ile enfekte olan kadınlar, genellikle hastalığı eşlerinden alırken, bu durumun farkında olmayarak virüsü taşımaya devam eder. HIV’in en yaygın bulaş yollarından biri cinsel ilişkidir. Birçok erkek, eşlerinin sadakatsizliklerini ortaya çıkarmaktan kaçındığı için, kendisi HIV pozitif olsa bile eşini bilgilendirmemektedir. Bu nedenle, kadınlar virüsü taşıdıklarının farkında olmadan yaşamaya devam eder ve hastalık ilerler.

1 Aralık Dünya HIV/AIDS Farkındalık Günü nedeniyle HIV Enfeksiyonu Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Dilek Yıldız Sevgi, dünya genelinde ve ülkemizdeki HIV vakaları hakkında dikkat çekici veriler paylaştı. -HIV enfeksiyonunun ilk ortaya çıkışından bugüne kadar yaklaşık 85 milyon kişi bu hastalıkla enfekte oldu. -Her yıl yaklaşık 1.3 milyon yeni HIV enfeksiyonu meydana gelmekte ve buna bağlı olarak 630 binden fazla insan hayatını kaybetmektedir. -Şu anda dünya genelinde yaklaşık 39 milyon bireyin HIV ile yaşadığı tahmin edilmektedir. Bu sayının yaklaşık yarısı kadınlar ve 14 yaşın altındaki çocuklar oluşturur. -Türkiye’de, 1985 yılında ilk vaka tespit edildiğinden beri yaklaşık 40 bin HIV pozitif vaka bildirildi. -Son yıllarda, Türkiye gibi yeni tanı sayısının arttığı ülkelerden biridir ve her yıl ortalama 3,000-5,000 kişi HIV pozitif tanısı almaktadır.

HIV Enfeksiyonu Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bilgül Mete, günümüzde tedavinin hedefinin dünya genelinde 95-95-95 olduğunu belirtmektedir. Yani hastaların en az yüzde 95’inin tanısı konulmalı, tanısı konulanların en az yüzde 95’i tedaviye başlamalı ve tedavi alanların kanında virüs saptanamaz düzeylere ulaşmalıdır. 2022 yılında dünya genelinde hastalığını bilenlerin oranının yüzde 86, bunların içinde tedaviye erişim oranının yüzde 89 ve virüs yükünün saptanamaz düzeylere düşme oranının yüzde 93 olduğu tahmin edilmektedir.

HIV pozitif hastalar, tek bir ilaçla normal bir yaşam sürebilir ve yeni ilaçlar sayesinde virüs kanda bazen tespit edilemeyecek kadar düşebilir. Bu hastaların yaşam süreleri sağlıklı bireylerle benzerlik gösterir. Ancak, HIV ile ilgili çok az veya yanlış bilgi nedeniyle çocuk sahibi olma konusunda bir tabu vardır. HIV Enfeksiyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, tanı ve tedavi ile HIV bulaşmasının engellenebileceğini belirtiyor. “Hamilelik, doğum veya emzirme döneminde anneden çocuğa bulaşan pediatrik HIV enfeksiyonlarının yüzde 90’ıyla karşılaşılmaktadır. Ancak HIV tanısı konulmuş, tedaviye başlanmış ve tedaviye düzenli olarak devam edilen annelerden, çocuklarına hastalık bulaşmaz. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2023 yılında anneden bebeğe bulaş hiç görülmemiştir. Hamilelik sırasında anne adaylarına yapılan tarama testleri sayesinde bu önemli sonuca ulaşılmıştır. Elbette doğumdan sonra çocuğun profilaksi ve emzirme ile ilgili özel koşullarını göz ardı etmemek önemlidir.”

Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Abdullah Umut Pekok, AIDS’in önlenilebilir bir hastalık olduğunu vurgulayarak, “Tek eşlilik ve korunmalı cinsel ilişki, HIV bulaşmasını engeller. Ayrıca, HIV bulaşımı riskinden kaçınmak için uyuşturucu kullanımı ve ortak enjektörlerden uzak durulmalıdır. HIV ile enfekte hamileler, çocuklarına HIV geçişini önlemek için mutlaka bir doktor tarafından takip edilmelidir” dedi. Vakaların en yoğun olduğu yaş aralığının 25-34 olduğuna dikkat çeken Dr. Abdullah Umut Pekok, “Korunmasız cinsel ilişki yaşayanlar, HIV pozitif kanla temas edebilecek cinsel teması olan veya açık deriye temas edenler ve steril olmayan iğne veya kesici alet kullananlar HIV testi yaptırmalıdır. PEP (Post-Exposure Prophylaxis), HIV ile maruz kalındığında enfekte olma riskini azaltmak için kullanılan antiretroviral ilaçlar (ART) ile acil durumlarda kullanılır ve HIV ile karşılaştıktan sonraki 72 saat içinde başlanmalıdır. PEP süresi 4 haftadır.” (DHA)