Kocaeli’nin Darıca ilçesinde, Tarım Kredi Kooperatifleri’ne bağlı Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) silolarında meydana gelen patlama, 12 kişinin yaralanmasına neden oldu. Konuyla ilgili olarak kimya mühendisi Emre Ergün, Hürriyet gazetesine açıklamalarda bulundu. Toz uzmanı olan Ergün, gıda, tahıl, kimya, kâğıt, enerji, ilaç, ahşap ve metal gibi sektörlerde yanıcı tozların oluşmasıyla ölümcül patlamaların gerçekleşebileceğini belirtti. Ergün, “Birçok tesiste yem, gıda veya şeker tozu gibi tozların patlama riski taşımadığı düşünülür, ancak aslında patlama riski vardır” dedi.
Ergün, her organik maddenin yanıcı olduğunu ve toz haline geldiğinde patlayıcı özelliğe sahip olduğunu söyledi. Patlamaların gerçekleşmesi için tozların kapalı bir alanda, bir binada, bir kapta veya bir sitede bulunması ve bir ateş kaynağıyla temas etmesi gerektiğini belirtti. Havada uçuşan tozların mekanik bir kıvılcım tarafından alevlendirilebileceğini ifade etti. Ayrıca, 14 farklı alev kaynağı olduğunu da sözlerine ekledi. Kocaeli’deki siloya buğdayın rulmanlı taşıma sistemleri ve kova asansörleriyle yüksekliği metrelerce aşarak taşındığını belirten Ergün, bu sırada ufalanmış buğdayın ve kabukların yanıcı toz haline geldiğini vurguladı.
Toz patlamalarının içerdikleri maddelerin kimyasına bağlı olarak orta, şiddetli ve çok şiddetli olmak üzere üç gruba ayrıldığını belirtti. Tahıl, ahşap, kömür ve şeker tozlarının orta şiddetli grupta yer aldığını belirtirken, nişasta tozunun şiddetli, metal tozlarının ise çok şiddetli grupta yer aldığını ifade etti. Tüm gruplarda toz patlamalarının ölümcül sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti. Örneğin, Darıca’daki patlamada olduğu gibi orta şiddette 5 ila 10 barlık bir patlama basıncının oluştuğunu söyledi. Ancak işletme ekipmanlarının genellikle 0.5 barlık bir mekanik dayanıma sahip olduğunu belirttiğini ifade etti. Bu nedenle, bu ekipmanların 10 barlık bir patlamaya dayanma şansının olmadığını belirtti.
Patlamaların yüzde 100 engellenemeyeceğini ancak kontrol altına alınabileceğini ifade etti. Riski minimum seviyeye indirerek, işletmeyi uzun süre durdurmadan, herhangi bir ölüm veya ağır yaralanma olmadan kontrol altına almanın mümkün olduğunu belirtti. Örneğin, patlamalara karşı tahliye kapaklarının kullanılabileceğini ve olası bir patlamada bu kapakların otomatik olarak açılarak basıncı ve alevi güvenli bir alana yönlendireceğini ifade etti. Darıca’da gerçekleşen patlamada kontrolsüz bir alev yayılmasının görüldüğünü ve bu nedenle yeterli korunmanın sağlanmadığını ifade etti. Bu tür güvenlik sistemlerinin uluslararası standartlara göre inşa edilmesi gerektiğini vurguladı. Bu olaydan ders çıkarılarak, toz kaynaklı patlama riski olan tüm depoların, siloların ve fabrikaların İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na uygun önlemler alınarak kontrol edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Ergün, alınması gereken önlemleri 6 başlık altında sıraladı. Yeterli ve doğru toz giderme ve temizlik, alev kaynaklarının kontrol edilmesi, patlayıcı ortama uygun ekipman yapısı, patlama tahliye kapaklarının bulunması, patlama söndürme sistemlerinin kullanılması ve patlamanın yayılmasını engelleyen izolasyon sistemlerinin kurulması gerektiğini ifade etti.
Patlama sonucunda yaralanan 12 kişiden 6’sının tedavilerinin tamamlanmasının ardından hastaneden taburcu edildiği bildirildi. İstanbul Kartal Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edilen bir kişi ve Kocaeli’de tedavi altında bulunan 2’si entübe olmak üzere 5 kişinin tedavilerinin devam ettiği belirtildi. Patlamada yaralanan kamyon şoförü Şükrü Tarık Kara ise “Kamyonla kantara yaklaşıyordum. Arabamla kantara girecektim. O sırada birden patlama oldu. Kaburgam kırıldı, sağ tarafıma taş geldi. Yıllardır burada çalışıyorum. Eskiden ufak tefek olaylar oldu, ancak böyle büyük bir olayı ilk kez yaşıyorum” dedi.
Patlamada birçok güvercin yaralandı ve bazıları hayatını kaybetti. Zabıta ekipleri, yaralı güvercinleri Ormanya Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’ne götürerek tedavi edildi. Vücutlarında yanıklar bulunan 10 güvercinin tedavi altına alındığı bildirildi.