Buca Belediyesi’nde görevli olan Nazife Selçuk, 2020 yılında kolon kanseri teşhisi konulduğunu öğrendi. Selçuk, yaklaşık 1 yıl süren bir tedavi süreci geçirdi ve sağlığına kavuştu. Ancak geçtiğimiz yıl tiroit kanseri olduğunu öğrenen Selçuk, bu kez de başka bir kanserle mücadele etmek zorunda kaldı. Fakat, Selçuk bu zorlu süreci bir kez daha atlatmayı başardı. Nazife Selçuk, büyük sağlık sorunlarıyla mücadele ederken hayatının farklı bir şekilde şekillendiğini ifade etti. Selçuk, “2020’de kolon kanseri teşhisi konulduğumda pandemi dönemi içindeydim. Yaklaşık 17 yıldır belediyede çalışıyordum ve kolon kanseriyle mücadele etmek zorunda kaldım. Ameliyat ve tedaviler sürecini tamamlamıştım. Ayrıca o dönem kızım lise son sınıftaydı ve üniversite sınavlarına hazırlanıyordu. Bu sebeple onun motivasyonunu da düşünmek durumundaydım. Bir süre boyunca ona hastalığımı gizledim. Ancak daha sonra hastalık nüksetti ve tiroit kanseri tanısı aldım. Yeni bir operasyon geçirdim ve bu operasyon sırasında kötü huylu 3 tümörden kurtuldum. Ses tellerimi kaybettim ve hala da alışamadığım bir sesim var. Her ne kadar zor bir süreç olsa da, hala konuşabildiğim için şükrediyorum” şeklinde konuştu.
Nazife Selçuk, hastalığı süresince kızı Buse’nin bu durumdan olumsuz etkilenmemesi için çaba sarf ettiğini belirtti. Selçuk, “Kızımla hastalığımı paylaştığımda onun da hayatı etkilendi. Şu anda Polonya’da yazılım mühendisliği ve matematik okuyor. Devlet üniversitesinde bile ikinci olarak başarı bursu almış durumda. Ben de hastalık döneminde kafamı dağıtmak ve sevdiğim şeylerle uğraşmak için mesleğimi seçtim. Yeni bir hayat kurmak üzerine adım atmışım farkında bile değildim. Güzellik uzmanı ve usta öğretici eğitimi aldım. Sevdiğiniz işi yaparsanız mutlu olur ve hayat daha güzel olur. Belki de hastalıklar bizleri sık sık ziyaret etmezler diye düşünüyorum. Bana bu süreçte 180 derecelik bir dönüş yaşattılar. Hayatımı değiştirdim ve kendi işimi kurdum. Hastaneden 9 Eylül tarihinde ayrıldım. Bu benim için büyük bir anlama sahip çünkü o gün İzmir’in doğum günüyle aynı gün doğmuşum. Umarım hastalık bir daha geri dönmez. Sonuçlarım oldukça olumlu” diye konuştu.
Kendisine hastalıkların güçlü olmayı öğrettiğini belirten Selçuk, pozitif düşüncenin tedavide büyük bir rol oynadığını düşünüyor. Selçuk, “Tedavi sürecinin yüzde 70’i ilaçlar ve doktorların desteğiyle sağlanabilir. Ama pozitif düşünce de tedavide önemli bir etkendir. ‘Vücudum neye tepki veriyor?’ diye düşünmek gerekiyor. Bu dersi aldım ve sevdiğim işi yapmaya karar verdim. Şu anda birçok kişiye istihdam sağlıyorum ve her gün işime mutlu bir şekilde gidiyorum. Akşamları yorgun olabilirim ama bu durumlar benim için motivasyon kaynağı oldu” dedi.
Güzellik alanında çalıştığını ancak hastalık döneminde vücudundaki değişiklikler nedeniyle kendini iyi hissetmediğini belirten Selçuk, “Toplamda 30 kilo kaybettim ve aynı zamanda saçlarım da döküldü. Bu değişimler motivasyonumu düşürebilirdi ama hiçbir zaman umudumu kaybetmedim. Ayna karşısında kendime olumlamalar yaparak ve kendimle her gün konuşarak bu süreci geçirdim. Bu benim için çok değerli bir deneyimdi. Olumsuzluklarla karşılaşan, eşlerine veya hastalıklara meydan okuyan kadınlar var. Her şey için hiçbir zaman geç değil. Gücümüz elimizde ve ben 38 yaşına kadar bunun farkında değildim. ‘Bu kaderim’ demek kolaya kaçmaktır. 2 kez kanseri yendim ve bu mücadelem diğer kanser hastalarına motivasyon ve umut kaynağı olsun. Hastalıklar bize bir şeyleri öğrenmemiz için gelir” şeklinde konuştu.