Ortadoğu’da En Riskli Günler Yaşanıyor
Ortadoğu’da geçtiğimiz günlerde yaşanan olaylar, bölgenin en riskli günlerinden birini oluşturuyor. Prof. Dr. Ahmet Kasım Han (Beykoz Üniversitesi), bu meselelerin sadece kısa vadeli değil aynı zamanda uzun vadeli de Ortadoğu’nun geleceğini belirleyeceğini belirtiyor. İsrail’in hamas’ı askeri yollarla sona erdirebileceğini ancak bunun büyük bir maliyeti olacağını ifade ediyor. Şiddet olaylarının ardından gelecek 10-15 yıl içerisinde yeni bir yapı ortaya çıkabileceğini söylüyor. Ortadoğu’daki iç güvenlik ve istihbarat konularında ise hiçbir devletin her şeyi bir başka devletle paylaşmadığını belirtiyor. Ancak, ABD’nin İsrail ile güvenlik ve istihbarat konularında paylaşımını diğer devletlere göre daha fazla zorlayacağını ifade ediyor. Doç. Dr. Aylin Ünver Noi (Haliç Üniversitesi), İsrail’in Hamas’ın elindeki rehineleri kurtarmayı düşündüğünü ve Hamas’ı tamamen ortadan kaldırmayı amaçladığını belirtiyor. Ancak bunu nasıl yapacakları ve ABD’nin desteğini nasıl kullanacakları hala belirsiz. Bu durumun bölgesel bir savaşa dönüşebileceğini vurguluyor. İran’ın beklemekte olduğunu, Rusya’nın tutumunun da göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtiyor. Mısır’ın büyük bir Filistin göçmen akınına izin veremeyeceğini düşünüyor. İsrail Başbakanı Netanyahu’ya da ciddi bir baskı olduğunu ifade ediyor. Doç. Dr. Furkan Kaya (Yeditepe Üniversitesi), İsrail’in öncelikle Gazze şehir merkezine bir askeri harekat düşündüğünü belirtiyor. Bunun için tünellere yönelik keşifler yapacaklarını söylüyor. Hamas’ın da kara harekatını beklediğini düşünüyor ve İsrail askerlerine yönelik tuzaklar kurabileceklerini ifade ediyor. Diplomatik açıdan bakıldığında, Osmanlı İmparatorluğu’nun kalıntısı olan Filistin’in Türkiye’nin tarihi ve hukuki olarak garantörlük hakkına sahip olduğunu belirtiyor ve Türkiye ile Mısır’ın işbirliğinin önemli olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Tarık Oğuzlu (İstanbul Aydın Üniversitesi), İsrail’in ne kadar ileri gidebileceğini tahmin edilemez olduğunu belirtiyor. Kara harekatı yapmazlarsa da şaşırmayacağını söylüyor çünkü İsrail için çok stresli bir süreç olduğunu ifade ediyor. Ateşkesin sadece ABD tarafından sağlanabileceğini belirtiyor ve bu olayların ABD’nin Ortadoğu politikasına aykırı olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Özden Zeynep Oktav (İstanbul Medeniyet Üniversitesi), İsrail’in hava bombardımanının süreceğini ve ateşkesin sonuç getirmeyeceğini düşünüyor. Türkiye’nin garantörlük yapmasının mümkün olup olmadığını tartışmamız gerektiğini belirtiyor ve bu garanti için Türkiye’nin büyük bir umut olduğunu ifade ediyor. Dr. Gökhan Cinkara (Necmettin Erbakan Üniversitesi), Hamas’ın 7 Ekim saldırısının Netanyahu yönetiminin ve İsrail askeri birimlerinin zayıflığını ortaya koyduğunu belirtiyor. Netanyahu’nun işinin zor olduğunu ve kara harekatını mutlaka gerçekleştireceğini söylüyor. Ateşkes sağlansa bile çatışmaların devam edeceğini ifade ediyor. Oğuz Çelikkol (Türkiye’nin eski Tel Aviv Büyükelçisi), Filistin sorununun 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana devam ettiğini belirtiyor. İsrail’in hem Gazze’ye hem de Batı Şeria’ya saldırdığını söylüyor. Ateşkes sağlansa da bir değişiklik olmayacağını ve çatışmaların devam edeceğini ifade ediyor. Türkiye’nin iki devletli çözüm üzerinde ısrarcı olduğunu ve Türkiye’nin garantörlük yapması gerektiğini söylüyor. Ancak buna herhangi bir karşılığın olup olmadığını düşünmemiz gerektiğini belirtiyor.