Sansaryan Han: Kötü Şöhretli Geçmişinden Lüks Bir Otele Dönüşen Tarihî Mekan

Ünlü Sansaryan Han 5 yıldızlı otel oldu: Tabutluktan lüks süitlere

İstanbul’un bilinen ismiyle “Sansaryan Han” olarak bilinen yapı, aslında “Sanasaryan Hanı” olarak adlandırılmaktadır. Han, 1889 yılında Mıgırdiç Sanasaryan tarafından satın alınmıştır ve geliri Ermeni okullarına bağışlanmıştır. İşgal döneminde ise Han, İngiliz karargâhlarından biri olarak kullanılmıştır. Daha sonra ise “Emvâli Metruke” kapsamında vakıflara geçmiştir. Han, önce emniyet müdürlüğü, ardından mahkeme olarak kullanılmıştır. Mülkiyetiyle ilgili dava ve tartışmalar, son yıllara kadar devam etmiştir. Ancak, Hanın en kötü şöhreti 1940’lı yıllarda Emniyet Müdürlüğü olarak kullanıldığı dönemdedir.

Sansaryan Han, uzun yıllardır boş bir şekilde vakıfların mülkiyetinde kalmıştır. Ancak daha sonra özel bir şirkete kiralanarak lüks bir otele dönüştürülmüştür. Eskiden tanık olduğumuz kötü günlerinden hiçbir iz kalmamıştır. Üç katlı otelde toplamda 12’si süit ve 62 oda bulunmaktadır. Girişteki demir kapı hala 1895 yılındaki halini korumaktadır. Aynı şekilde, kapıdaki iki sütun da orijinaldir. Girişteki nişler ise Erzurum’da okuyan öğrencilerin sertifikaları ve kitaplarının replikalarına ayrılmıştır. Eskiden polislerin dolaştığı katlarda şimdi lüks odalar bulunmaktadır. Duvarlarda ise özenle hazırlanmış sanat eserleri ve İstanbul fotoğrafları yer almaktadır. Lobinin hemen yanında ise seçilmiş özel kitapların bulunduğu bir kütüphane yer almaktadır. Çatı katındaki düzenlemeler ise hala devam etmektedir ve otel, Ocak ayında açılacaktır.

Sansaryan Han, geçmişte sağdan ve soldan birçok ünlü ismin dayak ve işkencelerle dolu günler geçirdiği bir yerdi. Hem turancı/milliyetçi kesimler hem de Marksist/Leninist solcular, Hanın “tabutluk” denilen gözaltı hücrelerinde zorlu günler yaşamışlardır. 1940’lı yılların İstanbul Emniyet Müdürü Ahmet Demir, her iki kesim içinde işkence ve kötü muamele anlamına gelmekteydi. O döneme ilişkin hatıratlara bakıldığında, bazı ifadeler şu şekildedir:

Reha Oğuz Türkkan: “Bir insanın çömelerek sığabileceği boyutta bir deliğe ite kaka sokuldum. Bileklerime halkalar takıldı, ayaklarım yerden kesilerek zincire asıldım ve üzerimde muazzam bir ışık parladı, kapı kapandı. O “tabutluk” ile tanışmıştım.”

Alparslan Türkeş: “İşkence odasına götürüldüm. Polislerden biri aniden parmağıma saldırdı. Acımasızca tırnağımı çekti. Aslında ben o görevliye acımıştım. Yönetim bizi faşistlikle suçluyor ama tüm faşizan yöntemleri kendisi kullanıyordu.”

Bu tür ifadeler, Sansaryan Han’ın işkence ve kötü muamele ile anılan bir mekan olduğunu göstermektedir. Ancak şu anda Han, lüks bir otel olarak hizmet vermektedir ve geçmişin karanlık günlerinden hiçbir iz taşımamaktadır.