Türkiye, Suriyeli sığınmacıların Türkiye’den mülk satın almasını yasaklayan bir düzenlemeye sahip olduğunu belirten Meclis Göç ve Uyum Alt Komisyonu Başkanı Atay Uslu, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Uslu, “Türkiye vatandaşı olsalar bile Suriyeliler mülk edinme hakkına sahip değiller. Bu yasağı Atatürk döneminden beri uyguluyoruz” dedi. Uslu ayrıca, son 10 yılda 240 bin Suriyelinin Türk vatandaşlığı aldığını ve bunların sadece 160 bininin seçmen olduğunu söyledi. “Milyonlarca Suriyeli değiliz” diyen Uslu, düşük bir rakamda Suriyeli vatandaşın mülk sahibi olduğunu da belirtti.
Suriyelilerin Türkiye’de mülk edinme konusunda sınırlamalar olduğunu vurgulayan Uslu, şöyle devam etti: “Suriyeli vatandaşlar, Türkiye’den mülk satın alamıyorlar. Bazen duyduğumuz “Suriyelilere bedava konutlar verildi” şeklindeki söylemler tamamen yanlış. Suriyeliler, Türkiye’de konut satın almak için bile para alsınlar, yine de bu imkana sahip değiller. Çünkü Suriyelilere Türkiye’de mülk sahibi olma hakkı yasaklanmış durumda. Bu yasaklama 1930’lu yıllardan başlayarak Hatay sorunuyla birlikte uygulanmaktadır. Dolayısıyla, Suriyelilerin konut satın alarak Türk vatandaşı olması mümkün değildir.”
Göç İdaresi Başkanı Atilla Toros da, geçici koruma altındaki tüm Suriyelilerin parmak izlerinin ve diğer bilgilerinin veri tabanına kaydedildiğini belirtti. Toros, “Mobil göç noktalarında kişinin yasal kalış hakkına sahip olup olmadığını sadece birkaç saniye içinde parmak izi sorgusuyla belirleyebiliyoruz. Uluslararası koruma başvurusu yapan insanların parmak izleri ve mevcut adresleri de kaydedilmektedir. Geçici koruma altındaki Suriyeliler zaten kayıt altına alınarak ilgili illere yönlendiriliyor. 1 Haziran ile 29 Eylül arasında Türkiye genelinde toplam 105 bin 327 kişi yakalandı, İstanbul’da ise 40 bin 417 kişi yakalandı” şeklinde konuştu.
Göç İdaresi Başkanı Toros, Meclis’e yaptığı bilgilendirme sırasında şunları söyledi: “Yabancıların ikametine ait parmak izi, adresi ve geçici koruma altındaki yabancıların parmak izleri GöçNet veri tabanında tutulmaktadır. Uluslararası koruma altındaki kişilerle ilgili de benzer bir kayıt yöntemi uygulanmaktadır. Turistlerle ilgili ise pasaport numarasıyla sistem üzerinden bilgilere erişim mümkündür. Mobil göç noktaları ise oldukça etkili bir şekilde çalışmaktadır” dedi.