Umut Ünlü: Engelli Yüzücünün Yaşam Mücadelesi

Biz sana hep inandık Umut: Paralimpik Olimpiyatları’ndan 2 altın madalyayla döndü

Engelli Yüzücü Umut Ünlü’nün Mücadele Dolu Hikayesi

Umut Ünlü, 2000 yılında Van’da inşaat işçisi Turan ve Şahiste Ünlü’nün ilk çocuğu olarak dünyaya geldiğinde elleri ve ayakları karnına yapışıktı. Çocukluğu art arda ameliyatlarla geçti. Bacakları ampüte edildi, elleri bedeninden ayrıldı. Ailesi Umut’un ameliyatları için İstanbul Esenyurt’a taşınmıştı. Umut özel durumu nedeniyle çocukluğunda arkadaşları tarafından hep dışlandı, hatta akran zorbalığına uğradı.

“Beni gördükleri zaman yüzüme bakıp besmele çekenler vardı, dilenci zannedip para vermeleri çok gururumu kırıyordu”

demiş ve hem çocukluğunda hem de gençliğinde yaşadıklarına artık dayanamaz hale gelip 5 yıl önce canına kıymayı bile düşündüğünü anlatmıştı.

İşte tam o günlerde tanıştığı yüzme sporu, Umut Ünlü’nün hayata tekrar bağlanmasını sağladı. Bu spora başladığında suyun üstünde nasıl duracağını bile bilmiyordu. Önce yüzme öğrendi sonra kendisine madalya hedefleri koydu. Ancak bu hedeflere ulaşması için her gün akülü arabasıyla, sabah 04:00’te yola çıkıp havlayan sokak köpeklerinden korka korka uzak bir semtteki havuza gitmesi gerekiyordu. Her gün 4 saatini yolda geçirip 5 saat antrenman yaparak hazırlandığı ulusal ve uluslararası turnuvalardan hep başarılarla döndü. Katıldığı ilk yarışmada 50 metreyi 2 dakika 44 saniyede yüzebilen Umut sadece 2 yılda gösterdiği gelişimle olimpiyatlarda 50 metreyi 44 saniyede yüzdü. Umut Ünlü göğsümüzü kabartan ve tüm sporculara umut aşılayan başarı hikâyesini şöyle anlattı:

“Olimpiyat’ta ilk iki yarışta hiç beklemediğim şekilde kötü dereceler aldım. 15O metre karışık ile 50 metre sırtta 6’ncı ve 7’nci oldum. Bu durum benim inanılmaz moralimi bozdu. Yine sabrettim, dua ettim. Orada antrenmanlarımı artırdım ve Allah’a şükür iki madalya aldım. İlk röportajımda da söylediğim gibi bu madalyaları çoktan kafaya koymuştum tarihe geçmek istiyordum. Ancak bu üst düzey başarıya hayatın normal akışında ve normal bir antrenman temposuyla ulaşmam mümkün değildi. Rakiplerimden daha fazla çalıştım. Arkadaşlarımla dışarı çıkmadım. 4 yıldır ne sinemaya ne konsere gittim. Hiçbir sosyal aktivitem olmadan, akülü arabamı görünce havlayan köpeklerden kaçarak, 4 saatimi yolda geçirdikten sonra her gün 5 saat çalıştım.”

“Atatürk’ün; ‘Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır’ sözünü düstur edindim” diyen Ünlü, Olimpiyatlarda ilk altın madalyayı aldıktan sonra 13 yaşındaki engelli bir bireyin sosyal medyadan videosunu attığını belirterek, “Hüngür hüngür ağlıyordu. Onu izleyince odamda tek başıma ben de ağlamaya başladım. Ertesi sabah bir final yarışım daha vardı. İkinci madalyayı sadece onun için almış olabilirim. Şimdi artık yeni hedeflerim var. Önceden günde 5 saat çalışıyorken bundan sonra 6-7 saat çalışmayı planlıyorum. Artık dünyanın en iyisiyim ve bunu kaybetmek istemiyorum. Bayrağımızı aşağı indirme lüksüm yok. İnşallah 2025 Dünya Paralimpik Şampiyonası’nda yeni başarılar etmek istiyorum. 2 yerine 3 altın madalya almak istiyorum. Disiplinimi bozmayacağım” dedi.

Umut Ünlü, eskiden insanların kendisini dilenci sanıp gururunu kırdıklarını belirterek, “Şimdi ise sokağa çıkınca gördüğüm ilgi benim bile tahmin edemeyeceğim kadar değişti. İnsanlar beni çok sevmiş ki… Balkona çıkanlar, beni görünce ailelerinden biriymişim gibi aşağı yanıma inenler oldu. Engelli olduğumu sanki artık görmüyorlar bile. İnsanların vücudumla alakası yok, sadece ismimle ve yaptıklarımla ilgileniyorlar. Keşke bütün engellilere bugün bana davranıldığı gibi davranılsa. Engelli insanların neler başarabileceğini göstermeye devam etmek istiyorum. Kendimi tüm engelli kardeşlerimin umudu gibi hissediyorum. Bundan sonra da bu sorumlulukla hareket edeceğim” ifadeleriyle duygularını dile getirdi.

Umut Ünlü’nün başarısının ardında destek olan herkese teşekkür ederek,

“Beni takip ettiğiniz, destek verdiğiniz için minnettarım. Başarılarımda olduğu gibi, zor zamanlarımda da yanımda oldunuz. Bu destek benim için çok değerliydi”

şeklinde konuştu.