Alzheimer hastalığının önümüzdeki 30 yıl içinde yaklaşık üç kat artacağı öngörülüyor. Dünya nüfusu ve Türkiye’deki yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte Alzheimer vakalarının Türkiye’de de artması bekleniyor. Şu anda dünya genelinde 57 milyon, Türkiye’de ise 700 bin kişi Alzheimer hastalığıyla mücadele ediyor. Ne yazık ki, kanser gibi diğer hastalıklara çare bulunurken, Alzheimer için henüz kesin bir tedavi bulunamamıştır. Ancak, Alzheimer’ın kötü beslenme, hareketsizlik ve eğitimsizlik gibi faktörlerden kaynaklandığı kesindir.
Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Nil Tekin, Alzheimer hastalığıyla mücadelede önemli önerilerde bulunuyor. Geleneksel Akdeniz tipi diyeti, zeytinyağı, meyve, kuruyemiş, sebze, tam tahıl, balık ve kümes hayvanlarının bol tüketimiyle karakterizedir. Bu beslenme şeklinde süt ürünleri, kırmızı et, işlenmiş et, işlenmiş gıdalar ve tatlılar daha az tüketilir. Ancak dikkate değer bir nokta da, Akdeniz tipi diyetin sadece besin seçimleriyle değil, aynı zamanda Akdeniz bölgesinde yaşayan insanların keyifli ve uzun sofralarda, sosyal etkileşim içinde yemek yemelerinin de koruyucu etkisi olduğudur. Örneğin, Akdeniz diyetini benimseyen Baltık ülkelerinde Alzheimer riskinin daha düşük olduğu görülmektedir. Bu da göstermektedir ki, besinler kadar sosyal etkileşim ve toplumsal bağlar da hastalıkla mücadelede önemli faktörlerdir. Sadece Akdeniz diyeti değil, Akdeniz tarzında yavaş ve sakin bir yaşam tarzını da benimsemek önemlidir.
Prof. Dr. Derya Uludüz, Alzheimer hastalığının, belirtiler ortaya çıkmadan 20 yıl veya daha önce hücresel seviyede başlayabileceğini bilmekteyiz. Alzheimer hastalığı ciddi bir sağlık salgınıdır ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından alarm hastalıklar arasında değerlendirilmektedir. Bilim dünyası şu anda Alzheimer’ın erken teşhis edilebilmesi için çalışmalara odaklanmış durumdadır. Bunun için kan testleriyle bazı biyobelirteçlere bakılmaktadır. Klinik belirtiler ortaya çıkmadan yıllar önce tanı koymak artık mümkündür. Uzun süredir bilinen Alzheimer risk faktörleri arasında eğitim düzeyi, ailede Alzheimer hastalığı öyküsü, diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol, sigara kullanımı, erkek cinsiyeti, ilerleyen yaş ve depresyon yer almaktadır. Ancak son zamanlarda, obezite, işitme sorunları, hava ve ses kirliliği, hareketsizlik, yalnız yaşam gibi yeni risk faktörleri de Alzheimer gelişimine katkıda bulunabileceği ortaya konulmuştur.