Anadolu’nun Antik Hazinesi: Yeni Keşfedilen Heykeller ve Eski Dillere Işık Tutuyor

2023’ün en önemli kültür hazineleri

Göbeklitepe kazıları sırasında Prof. Dr. Necmi Karul önderliğinde yürütülen çalışmalarda, Şanlıurfa’da bulunan D yapısında gerçek boyutlarda ve hala üzerinde duran boya kalıntılarıyla bir yaban domuzu heykeli ortaya çıkarıldı. Bu heykel, kırmızı, beyaz ve siyah pigment kalıntılarıyla süslenmiş nadir boyalı heykellerden biridir.

Sagalassos Antik Kenti kazıları sırasında Doç. Dr. Peter Louis Mariette Talloen liderliğinde yapılan araştırmalarda, Burdur’da bulunan bir mezar keşfedildi. Bu mezar, canlıları rahatsız edebilecek bir kişiye aitti ve kasıtlı olarak eğilmiş çivilerle dökülmüş, yakılmış tuğlalarla ve sıva tabakasıyla kapatılarak gömülmüştü. Bu mezar, Sagalassos’ta insanların “huzursuz ölülere” karşı duydukları korkuyu gösteren nadir bir örnektir.

Osmaniye’de bulunan Kastabala Antik Kenti’nde yapılan kazılar sonucunda, Anadolu tanrıçası Kubaba’ya adanmış yaklaşık 2 bin 500 yıllık bir tapınağın kalıntıları ortaya çıkarıldı. Kastabala, Ovalık Kilikya’nın en eski tek kutsal kentidir ve Anadolu’nun yerli halkı Luvi ve Hurri kültür bölgesinin merkezinde yer almaktadır. Yeni keşfedilen tapınak kalıntıları, MÖ 540’lara Arkaik döneme tarihlenmektedir.

Taş Tepeler projesi kapsamında Şanlıurfa’da gerçekleştirilen kazılarda, Karahantepe’de 2.3 metre yüksekliğinde oturur pozisyonda bir insan heykeli bulundu. Bu heykel, gerçekçi bir yüz ifadesiyle tarih öncesi sanatın nadir örneklerinden biridir ve insanın cinsel organını tutan elleriyle tasvir edilmiştir. Heykel, özel bir yapıya sahip ve yaklaşık 20 metre çapında zemine sabitlenmiş olarak bulunmuştur.

Prusias ad Hypium Antik Kenti’nde yapılan kazılarda, Makedonya Kralı Büyük İskender’in portresini betimleyen bir heykel başı keşfedildi. Bu heykel başı, saçlarını yukarıya ve ardından yanlara doğru taranmış bir şekilde tasvir etmektedir. İdealize edilmiş yüz ifadesi, başın yana çevrilmiş olması, hafif kalkık kaşlar, hafif yukarı bakan gözler ve hafifçe aralanmış dudaklar, bu portrenin Büyük İskender’i tasvir ettiğini göstermektedir.

Çorakyerler Fosil Lokalitesi’nde Prof. Dr. Ayla Sevim Erol liderliğinde gerçekleştirilen kazılar sonucunda, 8.7 milyon yıl öncesine tarihlenen ve daha önce bilinmeyen bir primat fosili bulundu. Bu bulgular, Afrika maymunlarının ve insanların atalarının Avrasya’da evrimleştiği teorisini desteklemektedir. Keşfedilen “Anadoluvius turkae” adlı primat fosili, Akdeniz fosil maymunlarının çeşitlilik gösterdiğini ve erken homininlerin bilinen ilk yayılımının bir parçası olduğunu kanıtlamaktadır.

Stratonikeia Antik Kenti’nde yapılan çalışmalarda, dans eden Mousa’yı tasvir eden yaklaşık 2 bin 175 yıllık bir heykel ortaya çıkarıldı. Bu heykel, kaidesiyle birlikte bulunan ve Philiskos’a ait bilinen tek orijinal heykeldir. Heykel, Hellenistik döneme ait olup baş ve kolları eksiktir.

Hattuşa’da Prof. Dr. Andreas Schachner liderliğinde gerçekleştirilen kazılar sırasında, bugüne kadar bilinmeyen bir dilde yazılmış bir Hint-Avrupa dili keşfedildi. Bu dil, ritüelistik bir metinde geçmekte olup Hitit merkez bölgesinin kuzeybatı ucunda yer alan Kalaşma ülkesinin dilidir. Bu keşif, MÖ 2. binyılda Anadolu’da bilinmeyen bir Hint-Avrupa dilinin var olduğunu göstererek önemli bir buluştur.

Daskyleion Ören Yeri’nde Prof. Dr. Kaan İren liderliğinde yapılan kazı çalışmalarında, Frig alfabesiyle “Bagabazos’un zar oyunu” yazan 2 bin 500 yıllık bir zar oyunu tablası bulundu. Bu oyun tablasında, Persli bir kişi olan Bagabazos’a ait olduğu düşünülen bir oyun tasvir edilmektedir. Bu buluntu, Anadolu’da bu tarzda bir oyun tablasının ilk kez ortaya çıktığını göstermektedir.

Amastris Antik Kenti’nde yapılan kazı çalışmaları sırasında, yaklaşık 1800 yıllık olduğu düşünülen bir Aphrodite heykeli ortaya çıkarıldı. Heykel, öncelikle Nymphe olarak tanımlandı, ancak daha detaylı analizler sonucunda hem Aphrodite hem de Nymphe özelliklerini taşıdığı anlaşıldı. Heykel, Bartın’ın Amasra ilçesinde bulunan Bedesten bölgesindeki sondaj çalışmalarında keşfedildi.