Doğal Yaşam Alanlarının İşgali Ayı-İnsan Karşılaşmalarını Artırıyor
Son dönemde Sakarya’nın Hendek ilçesinde peş peşe yaşanan ayı saldırıları, doğada alınması gereken önlemleri gündeme getirdi. Kestane toplarken ayı saldırısına uğrayan Ecevit Korkmaz, “ikinci saldırı anında son çare olarak tişörtünü çıkarıp yakarak ayıyı uzaklaştırmayı başardı” ifadesiyle hayatta kalma mücadelesini anlattı. Benzer şekilde Cevat Sunman da bölgede yaşadığı saldırıyı, “Evde canım sıkıldı dayımın oğlunun yanına gidiyordum, o esnada ayı saldırdı omuzuma doğru. Ayaklarımı kaldırdı, düştüm. Ayı da benimle yere düştü” sözleriyle aktardı.
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Karataş, artan karşılaşmaların temel nedenini şu sözlerle açıklıyor: “Türkiye’de doğal yaşam ortamları her yıl çok fazla azalıyor. Dünyada doğası en hızlı bozulan ülkelerden birisiyiz. Aslında ayılar bizim mekanlarımıza gelmiyor, biz onlarınkine gidiyoruz”. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu ise “2025 yılında ayı öldürmenin tazminatı 130 bin TL olduğu halde, yasa dışı öldürülmeye devam ediliyor” diyerek yasal caydırıcılığa rağmen kaçak avlanmanın sürdüğünü belirtti.
Prof. Dr. Karataş, Kars Sarıkamış’taki çöplük alanında yaşanan durumu örnek göstererek, “Orada haziran ayında bir gecede tam 42 ayı saydık. Ertesi gün ise ayı sayısı 44 oldu” bilgisini paylaştı. Bu durumun, insan kaynaklı çevre müdahalelerinin doğal dengeyi nasıl bozduğunu gösterdiğini vurguladı.
Uzmanlar, ayılarla karşılaşma durumunda sakin kalmanın, kaçmaya çalışmamanın ve olabildiğince büyük görünmeye çalışmanın hayati önem taşıdığını belirtiyor. Ayı spreylerinin etkili bir koruma yöntemi olduğunu ifade eden uzmanlar, yiyeceklerin açıkta bırakılmaması konusunda uyarıyor. Çaresiz kalındığında ise ölü taklidi yapmanın, yüz üstü yatarak ellerin ensede birleştirilmesi ve bacakların V şeklinde açılmasının önerildiği aktarılıyor. Yavru ayılarla karşılaşıldığında ise anne ayının yakınlarda olabileceği unutulmamalı ve derhal uzaklaşılmalı.
