Seçil Erzan, ilk mahkeme duruşmasında mesleği sorulduğunda “Jeoloji mühendisiyim” diye yanıtladı. Gerçekten de üniversitede jeoloji eğitimi almıştı.
Seçil Erzan’ın ailesi aslen Tekirdağ’ın Kapaklı ilçesinden gelmekteydi. 1977 yılında Çorlu’da doğdu ve ailesinin tek çocuğuydu. Üniversite sınavlarını başarıyla geçerek Kocaeli Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’ne girdi. Ailesi iyi maddi duruma sahipti ve Seçil, lüks hayatı, iyi giyinmeyi ve bakımlı olmayı seviyordu.
Kocaeli’deki üniversite eğitimini tamamladıktan sonra, ilginç bir şekilde bankacılığı seçti. İlk işi kredi kartı dağıtmaktı ve daha sonra banka gişesinde çalıştı. Kısa sürede yükselme hırsıyla müdür pozisyonuna terfi etti. 2010 yılında Denizbank’ın İstanbul, Bahçeşehir Şubesi’ne müdür olarak atandı. Ancak, burada başlayan süreç hapisle sonuçlanacaktı. Teyzesinin oğlu olan borsa yatırımcısı Tanın Yılmaz, Seçil Erzan’a 2011 yılında borsada büyük kazanç getireceğini söyleyerek bir tüyo verdi.
Seçil Erzan, müşterilerin hesaplarından çektiği paraları borsaya yatırdı, ancak 3 gün içinde 1 milyon TL zarar etti. Kendi bankacılık işlemlerini gizli bir şekilde yürütmeye çalışıyordu.
Bu sırada, teyzesinin oğlu Tanın Yılmaz’dan para aldı ve daha sonra kendisiyle birlikte tutuklanacak olan galerici Ali Yörük’ten yardım talep etti. Ancak aldığı paralar açığını kapatmaya yetmedi. Bu noktadan sonra, yüksek faizli borçlar için tefecilerden borç almaya başladı.
2011’in sonunda Seçil Erzan, bankanın Florya şubesinde müdür olarak görevlendirildi. Banka, Galatasaray ile sponsorluk anlaşması yaptığında, Florya şubesindeki herkese hesap açtı ve kredi kartları dağıttı. Artık yönettiği para miktarı daha da artmıştı. Futbolcuların finansal danışmanı oldu ve yatırım hesaplarını yönetiyordu. Ancak, geçmişteki borçları hala peşini bırakmıyordu.
Sürekli para talep eden tefeciler, Seçil Erzan’ı ölümle tehdit ediyordu. Parayı yetiştiremediği için 2020 yılında özel fon vaadiyle para toplamaya başladı. Başlangıçta futbolcular işin içinde değildi, ancak ponzi benzeri bir sistem kurarak sürekli yeni müşterilere ihtiyaç duyuyordu. Bu sebeple, aralarının iyi olduğu futbolculardan para talep etmeye başladı. Aldığı parayı diğer müşterilere dağıtıyordu ve kazanç büyük ölçüde artıyordu. Seçil Erzan, kendisi tarafından imzalanan ve banka mühürü taşıyan belgeleri güvence olarak sunuyordu.
Seçil Erzan’ın İstanbul’daki evi, Balkonlarındaki martı sembolleriyle tanınan Larus Palace sitesinde, çift cepheli, 160 metrekarelik bir dairedeydi. Ev sahibi, bina içindeki kira fiyatlarının artması nedeniyle sorunluydu. Seçil Erzan, kiranın 40 bin TL’ye çıkmasını teklif etti, ancak ev sahibi kabul etmedi ve dava açtı.
Bankanın tahsis ettiği otomobili kullanıyor ve her sabah işe gitmeden önce kuaföre uğruyordu. Komşularıyla iyi ilişkiler içindeydi ve iddialara göre tutuklanmadan birkaç ay önce komşularına da bankadaki fon hakkında bilgi verdi, ancak kimseden para alamadı. Seçil Erzan’ın tutuklanmasının ardından tahliye davası sonuçlandı ve avukatı dairedeki eşyaları depoya taşıttı.
Geçen yıl, Seçil Erzan Çorlu’daki Semilyon Sitesi’nde bir daire satın aldı. Bu ev, çoğunlukla annesinin kaldığı bir sığınak haline gelmişti. Zaman zaman burada kalıyordu. 10 Nisan’da gözaltına alındığında Çorlu’daki evindeydi.