“DEAŞ’ın Türkiye Yapılanmasına Yönelik Operasyon Sonrasında Yakalanan İki Saldırganın İstanbul’da Kilise Saldırısıyla İlişkisi Araştırılıyor”

2 saldırgan ‘uyuyan hücre’den

MİT ve Emniyet’in ortak operasyonuyla ortaya çıkan Selman-ı Farisi Taburu (SFT) sözde istihbarat sorumlusu “Abu Yakin El Iraki” kod adlı Micbel El-Şuveyhi ve “Ebu Leys” kod adlı Mohammed Hilaf Ibrahim Ibrahım, DEAŞ’ın Türkiye yapılanması içinde yer aldıkları tespit edilerek yakalanmıştı. İki DEAŞ’lı saldırganın örgütün silahlı kanadında bulundukları ve Suriye’deki çatışma bölgelerinde oldukları belirlendi. Saldırganların DEAŞ’ın dağılmasının ardından Türkiye’ye yasa dışı yollarla giriş yaptığı ve uzun süredir örgütün uyuyan hücrelerinde saklandıkları biliniyor.

Saldırının, DEAŞ’ın eylem tarzından farklı olması da araştırılıyor. DEAŞ genellikle sivilleri hedef alan kanlı eylemler gerçekleştirirken, İstanbul’da gerçekleşen “suikast” tarzı saldırının arkasında yabancı istihbarat servislerinin olup olmadığı sorusu da soruluyor. İlk değerlendirmelerde, Türkiye’yi hedef alan yabancı istihbaratların DEAŞ’ı taşeron örgüt olarak kullandığı düşünülüyor. Saldırıyı gerçekleştiren iki DEAŞ üyesinin ayrıntılı sorgusuyla birlikte yabancı istihbarat bağlantıları da ortaya çıkarılmaya çalışılacak. DEAŞ, Irak ve Suriye’de güç kaybettikten sonra dağılmaya başlamıştı, bu yüzden örgüt içinde birçok üye yabancı istihbaratların kontrolüne geçmişti.

İstanbul Latin Katolik Kilisesi Havarisel Reisi Massimiliano Palinuro, Santa Maria Kilisesi’ne gerçekleşen saldırıyla ilgili yazılı bir açıklama yaparak şunları söyledi: “Büyükdere Meryem’in Doğuşu Katolik Kilisesi’nde gerçekleşen acımasız saldırıdan sonra, İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya başta olmak üzere tüm kolluk kuvvetlerine minnettarlığımızı ifade etmek istiyoruz. Terör eylemiyle dehşet yaratmayı umanların, kiliselere kapanarak kapılarını içeriden kilitlemekle başarılı olamayacaklarını belirtmek istiyoruz.”

Saldırı günü kilisedeki ayin için görevlendirilen ancak kiliseye gitmeyen bir polis memuru hakkında idari soruşturma başlatılarak açığa alındı. Kilisenin avukatı, “Gerek sabit kulübeler, gerekse mobil olarak devriye atan polisin güvenlik önlemleri alındığını söylemiştik. Ancak polisin kapıda olmaması, saldırganlara cesaret veriyor,” şeklinde bir açıklama yapmıştı.