Ege Depremleri ve Profesör Tüysüz’ün Analizi

Ege Bölgesi'nde neden deprem fırtınası yaşanıyor? Kolumbo volkanını faaliyete geçirir mi? Prof. Dr. Okan Tüysüz tek tek yanıtladı




Ege Denizi’ndeki Depremler ve Bilim Akademisi Üyesi Okan Tüysüz’ün Değerlendirmesi

Ege Denizi’ndeki Son Depremler ve Prof. Dr. Okan Tüysüz’ün Değerlendirmesi

Bilim Akademisi Üyesi ve Jeoloji Yüksek Mühendisi olan Prof. Dr. Okan Tüysüz, Ege Bölgesi’nde yaşanan sismik aktiviteyi şu şekilde değerlendirdi:

“Ege Bölgesi’nde ocak ayının son günlerinden beri yoğun bir sismik aktivite yaşanıyor. Santorini Adası’nın kuzeydoğusunda sınırlı bir bölgede bir deprem fırtınası şeklinde, en büyüğü 5,1 olan 700’den fazla deprem meydana geldi ve gelmeye de devam ediyor. Santorini, Anafi, Amorgos gibi adalarda yaşayanlar günlerce süren sarsıntıların endişesiyle adaları terk ederken; bilim camiası da depremlerin nedeninin volkan mı faylar mı olduğunu tartışıyor.”

EGE BÖLGESİ’NİN JEOLOJİK YAPISI

Ege Bölgesi, karmaşık ve henüz gelişimini tamamlamamış bir jeolojik yapıya sahiptir. Girit Adası’nın güneyindeki Helen dalma-batma zonu boyunca Akdeniz’in okyanusal tabanı Ege ve Anadolu’nun altına dalmakta, dalan levha üstteki Ege Bölgesi’ni güneye doğru çekerek bu bölgenin kuzey-güney yönünde senede yaklaşık 3,5 santimetre genişlemesine neden olmaktadır. Bu genişleme hareketi Ege Bölgesi’nde çok sayıda doğu-batı uzanımlı fayların oluşumuna neden olmuştur. Neredeyse tamamı aktif olan bu fayların hareketi ise Ege Bölgesi’nin Dünya’nın en sık deprem üreten bölgelerinden birisi olmasını sağlıyor.

Öte yandan Helen dalma-batma zonu boyunca Girit’in altına dalan okyanus levhası yerin derinliklerinde eriyerek magma adı verilen erimiş kayaları meydana getiriyor, bu magmalar ise faylar boyunca yüzeye yükselip Ege Denizi içerisinde bir dizi volkanı oluşturuyor. Kiklad Adaları ve Oniki Adalar olarak bilinen bu adaların çoğu bu yolla gelişmiş volkanlardan oluşuyor. Ege’nin bu karmaşık jeolojik yapısı bölgede sık sık meydana gelen depremlerin ve onlara oranla çok daha seyrek volkanik faaliyetlerin temel nedenidir.

GEÇMİŞTEKİ BÜYÜK DEPREMLER VE VOLKANİK FAALİYETLER

Santorini, Ege Bölgesi’nde geçmişte en büyük patlamaların meydana geldiği bir volkan adasıdır. Milattan önceye ait tarihsel kayıtlara göre bu volkanın tepesi büyük bir patlamayı takiben çöküp bir kaldera halini almıştır. Bu patlama o kadar şiddetli olmuş ki bulutlar atmosferi kaplayarak uzun süre iklim değişimine neden olmuştur. Zonguldak’taki Sofular mağarasında yapılan araştırmalarda M.Ö. 1621 ve 25 yılları arasında o bölgede atmosferdeki brom, sülfür ve molibden oranlarında ani bir artış olduğu belirlenmiş ve bu durum Santorini’deki patlamaya atfedilmiştir. Ayrıca, Bronz çağının en önemli kültürü olarak kabul edilen Girit merkezli Minos kültürünün bu patlama ve yarattığı tsunamiyle yok olduğu kabul edilir.

Bölgenin faylı yapısı yüzünden geçmişte büyük depremler de yaşanmıştır. Bunlardan en son ve iyi bilineni 9 Temmuz 1956’da gerçekleşen Amorgos depremidir. Bu deprem 13 dakika arayla gerçekleşen 7,7 ve 7,2 büyüklüğünde iki şok nedeniyle 53 can kaybına neden olmuştur. Bu depremin Amorgos normal fayı tarafından oluşturulduğu kabul ediliyor ve bu fayda daha uzun yıllar benzer bir depremin olmayacağı düşünülüyor.

SON DURUM VE GELECEK PROGNOZU

Son günlerdeki sismik aktivite, Santorini’den 8 kilometre kadar kuzeydoğudaki Kolumbo volkanı üzerinde yoğunlaşmış durumda. Ege deprem fırtınası hem aktif fayların hem de volkanların iç içe olduğu bir bölgede meydana gelmektedir. Yunanistan’daki uzmanlar, depremlerin genellikle fay kaynaklı olduğunu ve volkanların faaliyete geçmesinin düşük bir olasılık olduğunu belirtmektedirler. Ancak, deprem fırtınasının nasıl sonuçlanacağı henüz net değildir. Zayıf olasılık ve ülke sınırlarımıza oldukça uzak da olsa en kötü senaryoların gerçekleşme olasılığına karşı tedbirli olmakta yarar vardır.