“Erdoğan’ın 50+1 Yorumları, Seçim Sistemine Yönelik Değişiklik Tartışmalarını Tetikledi”

50 artı 1’de 2 seçenek

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya dönüşü yaptığı açıklamalar, cumhurbaşkanlığı seçiminde 50+1 kuralının değişip değişmeyeceği konusunu gündeme getirdi. Erdoğan, çoğunluğu alanın seçilmesinin daha doğru olacağını belirterek, mevcut 50+1 mecburiyetinin partileri yanlış yollarına sürüklediğini ifade etti. Bu açıklamalar, siyaset gündeminde büyük yankı uyandırdı.

Bu değişiklik konusunda çalışmalar yürütülen ‘sivil anayasa’ süreci gözler tarafından takip edilmekteydi. Sayısal çoğunluk konusunda henüz bir uzlaşının sağlanmadığı için, rotayı mini bir anayasa değişiklik paketine yönlendirdiği belirtiliyor. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, bu amaçla parti liderleriyle görüşmeler yapmıştı. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla kurulan Anayasa Bilim Komisyonu, yaklaşık 130 madde içeren yeni bir anayasa taslağı hazırladı. AK Parti hukukçuları da, mevcut durumda referandum için gerekli olan 360 oy sayısının Meclis’te bulunmasının zor olduğunu belirterek, sürecin daha kolay yönetilebilmesi için mini bir değişiklik paketini savunuyor.

Bu kapsamda, mini Anayasa değişiklik paketinde 50+1 yerine “40+1” ya da “en çok oyu alan seçilsin” gibi seçenekler üzerinde durulduğu ifade edilmektedir. Paketin içeriğinde, cumhurbaşkanı adaylığında iki dönem kuralında bir değişiklik olmayacağı, ancak aile ve başörtüsü düzenlemelerinin yer alacağı belirtilmektedir. AK Parti’nin bu konuda diğer partileri ziyaret edeceği, özellikle İYİ Parti ile uzlaşı arayacağı ifade edilmektedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının ardından AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin de 50+1 sistemiyle ilgili olarak sosyal medya üzerinden şu ifadeleri paylaştı: “Cumhurbaşkanı seçimi için aranan ‘salt çoğunluk’, bir başka ifadeyle ’50+1′ şartı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin olmazsa olmaz unsuru değildir. Dünyanın birçok demokratik ülkesinde farklı oranlar uygulanmaktadır. Bu düzenleme, siyaset kurumu ve millet iradesi üzerinde bir baskı unsuru haline gelmiş, siyasetin doğal gelişimini engellemiştir ve istikrarsız bir tablo ortaya çıkarmıştır.”