30 Temmuz 1997’de Kudüs’te yaşanan bombalı saldırı sonucu 16 İsrailli hayatını kaybetti. İsrail Başbakanı Netanyahu yönetimi, bu saldırıdan HAMAS’ı sorumlu tuttu. Misilleme olarak üst düzey bir HAMAS yetkilisini hedef aldılar. Planlarında ilk olarak Ebu Musa Merzuk vardı fakat ABD pasaportu taşıdığı için vazgeçildi. Bunun üzerine HAMAS’ın Siyasi Büro Şefi Halid Meşâl hedef seçildi.
Meşâl, Ürdün’ün başkenti Amman’da ikamet ediyor ve ofisinden faaliyetlerini yürütüyordu. İsrail istihbarat birimi MOSSAD tarafından “kolay bir hedef” olarak görülüyordu ve Netanyahu suikast emrini verdi.
Kanada pasaportu taşıyan altı ajan, Hollanda ve Paris rotalarını izleyerek Amman’a ulaştı. Turist kılığında olan ajanlar, farklı gruplara ayrılarak Meşâl’i hedef aldı. Suikast için özel bir zehir seçilmiş, plan Meşâl’e 48 saat içinde etki edecek şekilde düzenlenmişti.
25 Eylül’de, suikastçılar Amman’daki ofisinin etrafına yerleşti. Ancak plan bekledikleri gibi işlemedi. Meşâl arabasından inip ofisine yürürken, suikastçıların planı suya düştü. Zehir Meşâl’e tam olarak ulaşamadı ve sadece kulağına az miktarda bulaştı. Meşâl hemen tepki gösterdi ve suikastçılarla mücadele etmeye başladı.
Olayın ardından polisler müdahale etti ve durum anlaşıldı. Ürdün Kralı Hüseyin, Netanyahu’yu arayarak Meşâl’i kurtaracak panzehri talep etti. Panzehir zamanında ulaştırıldı ve Meşâl’in hayatı kurtarıldı. Netanyahu, tutuklanan ajanları kurtarmak için 20’den fazla Ürdünlü tutukluyu serbest bırakmak zorunda kaldı.