Kayropraktik Tedavide Doğru Hekim Seçimi Önemli!

Uzmanından uyarı: Kütletme değil ‘kayropraktik’

Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Sağlık Grubu Uzmanından Uyarı: Kayropraktik Tedavide Doğru Hekim Önemli

Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Sağlık Grubu Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Levent Tekin, omurgayla ilişkili rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan kayropraktik yönteminin, doğru uzmanlar tarafından doğru hastalara uygulanması gerektiğini vurguladı. Tekin, konuyla ilgili şunları söyledi:

“Günlük hayatta yaşadığımız travmalar, stres, duruş bozuklukları, fıtık ve yaşla birlikte gelişen kireçlenmeler omurlarda bozukluklara yol açabiliyor. Bu durum omuriliği etkileyerek vücut ile beyin arasındaki iletişimde aksaklıklara neden olabilir. Bu da kas ağrıları, migren, baş dönmesi, uykusuzluk, kabızlık, aşırı terleme, kronik yorgunluk gibi çeşitli semptomlara sebep olabilir. Omurganın elle manipülasyonu bu durumda vücudun denge bulmasına yardımcı olabilir, ancak bu tedavinin herkese uygun olmadığını unutmamalıyız. Bu nedenle uzman hekim, hastanın detaylı bir hikayesini almalı ve uygun görürse bu tedaviyi uygulamalıdır. Hem tıbbi hem de kanuni açıdan bu önemlidir.”

Doç. Dr. Levent Tekin, kayropraktik tedavisinin bilimsel bir yöntem olduğunu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edildiğini belirtirken, Amerikan Tabipler Birliği tarafından bel ve boyun ağrıları tedavisinde ilk seçenek olarak önerildiğini de ifade etti. Tekin, kayropraktik tedavinin fıtık, duruş bozukluğu, yaygın kas ağrıları, myofasiyal ağrı sendromları, fibromiyalji, spor yaralanmaları, baş ağrıları, baş dönmesi ve kulak çınlamaları gibi durumlarda bir tedavi seçeneği olarak uygulanabileceğini belirtti.

Kesintisiz Uykunun Sağlık ve Yaş Algısı Üzerindeki Etkisi

İsveç’teki Karolinska Enstitüsü’nden psikologlar, kesintisiz uykunun insanlar üzerindeki etkisini inceledi. Proceedings of the Royal Society B isimli akademik dergide yayımlanan araştırmada, iki farklı uygulama gerçekleştirildi.

İlk uygulamada 18-70 yaş arası 490 gönüllüye kendilerini kaç yaşında hissettikleri ve son bir ay içindeki uyku durumları soruldu. Katılımcıların kötü uyudukları her gün için ortalama üç ay daha yaşlı hissettikleri, hiç uyku düzeni bozulmayanların ise gerçek yaşlarından ortalama altı yaş daha genç hissettikleri belirlendi.

İkinci uygulamada ise 18-46 yaş arası 186 gönüllüye iki gece üst üste dokuz saat, daha sonra da iki gece üst üste yalnızca dört saat uyuma izni verildi. Araştırma sonucunda dört saatlik uykuyla sınırlandırılan katılımcıların kendilerini ortalama 4 yaş daha yaşlı hissettikleri, dokuz saat uykuya izin verilen katılımcıların ise ortalama üç ay daha genç hissettikleri belirlendi.

Araştırmanın başyazarı Dr. Leonie Balter, uykunun psikoloji üzerindeki etkisinin genel sağlık durumu üzerinde de etkili olabileceğine dikkat çekiyor. Yaşlılık algısının sağlıksız beslenmeyi teşvik etmek, fiziksel egzersizleri azaltmak, sosyalleşme motivasyonunu düşürmek gibi etkilerle sağlık üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceğini belirten Dr. Balter, “Kendinizi genç hissetmek istiyorsanız, en önemli şey uykunuzu korumaktır” ifadelerini kullanıyor.