Malazgirt Zaferi, sıradan bir zafer değil: “Malazgirt öyle sıradan bir savaş sıradan bir zafer değildir. Anadolu’ya Malazgirt’le adım atmadık. Zaten çok öncesinden bu topraklardaydık. Malazgirt, siyasi hükümdarlığımızın kapılarını açmıştır. Bu zafer, Anadolu Selçuklu Devleti’nin kuruluşunu sağlamış ve Haçlı akınlarına büyük bir darbe indirmiştir. Ayrıca Osmanlı’nın başarılı mücadelesiyle Balkanlar’ın ve İstanbul’un fethine yol açmıştır. Her ilimizin, her ilçemizin kalbimizde farklı bir yeri vardır, ancak Malazgirt bu manevi mirasıyla kalbimizde ayrıcalıklı bir konuma sahiptir.” şeklinde başlamıştır.
Eyyubi’den Mustafa Kemal’e: Selahaddin Eyyubi’siyle, Yavuz Sultan Selim’iyle, Fatih Sultan Mehmet’iyle ve Gazi Mustafa Kemal’iyle Selçuklu’dan Osmanlı’ya oradan Cumhuriyet’e güçlü bir direniş bu topraklarda yer alıyor. Bin yıllık varlığımıza rağmen, Anadolu’yu yarmak istemeyenlerin sürekli birlik, beraberlik ve kardeşliğimize saldırmasının nedeni budur. Bu saldırıların amacı Türkler, Kürtler, Araplar ve diğer kökenlerden insanlarımız değildir. Haktan, özgürlükten, eşitlikten, demokrasiden ve refahtan yana değillerdir. Derdi, tüm insanları kuşatan kadim köprüyü yıkmak ve kendilerine alan açmaktır.
Ecdadin torunlarına yakışır: Her yıl olduğu gibi bu yıl da Malazgirt Ovası’nda yüz binlerce kişi gözlemlediğimiz görüntü, heveslerini kursaklarında bırakıyor. Çünkü bu meydandan tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet mesajı yükseliyor. Tarihte doğu ve batıdaki devletleri imanı ve gücüyle yenen ecdadın torunlarına böyle yakışır.
31 Mart’a hazır mıyız: Malazgirt Zaferi’ni bin yılın başlarında kazanan bizler, şimdi yine aynı heyecanla buradayız. 31 Mart’a hazır mıyız? İllerimizi tekrar geri almak için bizi utandıranlara hazır mıyız? Cumhuriyetimizin 100. yılına ulaştığımız 2023’ü yeni bir başlangıç olarak benimsemeye kararlı mıyız?
Bazı başlangıçlar tarihi değiştirir: Cumhuriyetimizin kazanımlarını pekiştirmek için son 20 yılda ülkemizin her köşesine ulaştırdığımız eser ve hizmetlerimizde tarih boyunca önemli başlangıçlar yapmışızdır. Artık bu güçlü altyapı üzerinde daha ileri hedeflere yönelme vaktidir. Bazı başlangıçlar vardır ki tarihin akışını değiştirir. İşte biz de Cumhuriyetimizin yeni asrına böyle bir başlangıçla girmek istiyoruz. Tarihi Malazgirt Zaferi’nden aldığımız ilhamla gençlerimize devredeceğimiz bu özlemi, bu hedefi her geçen gün daha yüksek sesle dile getiriyoruz.
Tozlu raflarda: Daha önce bu hayalimizi kabul etmeyenler, şimdi attığımız adımları çaresizlikle izliyor. Onlar henüz tarihin tozlu raflarına kaldırıldıklarının farkında değiller. Ancak gençlerimiz bunu sürekli hatırlatıyor, hatırlatmaya devam edecektir. Türkiye Yüzyılı’nı gençlerimizle birlikte adım adım inşa ederken, onların yapacakları tek şey zafer anıtını seyretmektir. Allah’ın izniyle Alparslanlar, Selahaddin Eyyubi’ler, Çağrılar, Ertuğrullar, Muratlar, Fatihler, Süleymanlar, Yavuzlar, Mustafa Kemaller, Hayme Analar, Nene Hatunlar, Şerife Bacılar hep bu topraklarda olacak. Dolayısıyla Türkiye Yüzyılı’nın inşasının önü de geçilemeyecektir. İşte bu, Malazgirt ruhudur.
Muş’un Malazgirt ilçesindeki Tarihi Milli Park’ta Malazgirt Meydan Muhaberesi’nin 952. yıldönümü kutlandı. Atlı birliklerin de katıldığı etkinlikte, ok atma, güreş ve cirit atma gibi aktiviteler düzenlendi. Etkinliklere, genç kızlar da yöresel kıyafetlerle katıldı.
Mankurtlara rağmen: Bizi zor duruma düşürenin asla düşmanın gücü olmadığını, her zaman içeriden gelen darbeler olduğunu gençlerimize özellikle hatırlatmak istiyorum. İstiklalimizi ve istikbalimizi tehdit eden sorunları yalnızca birliğimize, beraberliğimize ve kardeşliğimize zarar verdiğinde yaşadık. Dikkat edin, her fırsatta ne diyoruz? Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız diyoruz. Ülkenin büyüklüğünü ve milletin gücünü sadece ekranlarda kaybolan rakamlarla ölçmeye çalışanlara rağmen bunu başaracağız. Gençlerimizin gözlerinde bu ışığı görüyorum. Her bir vatandaşımızın ve kardeşimizin yüreğinde hissettiğimiz sesi duyuyorum. Malazgirt’teki bu muhteşem buluşmayı, Türkiye Yüzyılı’nın yeni bir anlaşması olarak kabul ediyorum.