Ahşap direkli ve kirişli camiler, Orta Asya’dan Horasan bölgesine Türklerin mimari üslubunu Orta Çağ’dan günümüze taşıyor. Bu camiler, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen 45. UNESCO Dünya Miras Komitesi toplantısında Türkiye’nin farklı illerindeki ahşap destekli camiler olarak tanındı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bu kararı sosyal medya üzerinden duyurarak, “Yeni bir müjde daha! UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kültürel varlıklarımızı ilk kez seri olarak kaydettirdik. Gordion’un ardından Anadolu’nun Orta Çağ’dan günümüze uzanan ahşap direkli ve kirişli camileri de Dünya Mirası oldu. Böylece listedeki kültür varlığı sayımızı da 21’e yükselttik. Hayırlı olsun,” dedi. Bu camiler aynı zamanda Türkiye’nin Dünya Mirası Listesi’ndeki ilk seri kültürel varlıkları oldu.
Bu camiler arasında Konya’nın Beyşehir Eşrefoğlu Camii, Eskişehir’in Sivrihisar Ulu Camii, Kastamonu Kasaba Köy’ün Mahmut Bey Camii ile Ankara’nın Ahi Şerefeddin (Arslanhane) Camii ve Afyonkarahisar Ulu Camii yer alıyor. Bu camilerin ortak özelliği, Anadolu’da erken dönemdeki ahşap destekli cami örneklerini günümüze kadar korumuş olmalarıdır. Ayrıca, bu yapılar Anadolu yaşantısını da yansıtmaktadır. Bu camiler, hipostil planlı anıtsal ahşap cami tipolojisini temsil etmektedir ve ahşap oymacılığı sanatının örneklerini içermektedir. Kapılar, minberler, sütun başlıkları, tavan kirişleri ve konsollarında görülen özenli ahşap işçiliği ile bu camiler, marangozluk becerisi ve estetik anlayışlarıyla dikkat çekiyorlar. Bu dönemdeki ustaların isimlerinin kayıtlı olduğu kündekâri tekniğindeki ahşap minberleri ve “Kalem İşi” adı verilen bezemeleriyle bu tarihî camiler, olağanüstü bir estetik anlayışını da sergilemektedir.