Özgenur Çelik, Columbia Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra Amerika Birleşik Devletleri’nde en başarılı Türk mezunlardan biri olarak kabul edildi. Şu anda, ülkenin en ünlü laboratuvarlarında doktora çalışmalarına devam ediyor. U.S News&World Report tarafından değerlendirilen 202 üniversite arasında “2023’ün en iyi biyomedikal mühendisliği doktora programı” seçilen Emory Üniversitesi-Georgia Teknoloji Enstitüsüne başarıyla kabul edildi. Çelik, mRNa teknolojisi ile Kovid-19 aşısı gibi popüler olan bir akıllı ilaç üzerinde çalışmalar yürütmektedir.
Özgenur Çelik, İzmir’de doğmuş ve İzmir Amerikan Koleji’nden mezun olmuştur. 2018 yılında Columbia Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’ne erken kabul edildi. Lisans eğitimi boyunca, biyomühendislik alanında yaptığı çalışmalarla iki yıl üst üste “Onur Ödülü”ne layık görüldü. Dr. Kam Leong’un laboratuvarında araştırma asistanı olarak çalışırken doku mühendisliği, nano ilaç ve hedefli ilaç taşıma sistemi alanlarında dünyanın önde gelen uzmanlarından biri haline geldi. Başarılı performansı, Columbia Biyomedikal Mühendislik Departmanı’nda yüksek lisans programına üçüncü sınıftayken kabul edilmesini sağladı. Kariyerini geleneksel mühendislik deneyimlerinden faydalanarak biyolojik ve tıbbi sorunların çözümüne odaklayan Çelik, Georgia Teknoloji Enstitüsü’nde Dr. James Dahlman’ın laboratuvarında çalışmalarına devam etmektedir.
Çelik’in projelerini ve başarı hikayesini anlatırken şunları söylüyor: “Lisans eğitimim sırasında Prof. Dr. Kam Leong ile nano ilaç teknolojisi ve akıllı ilaç taşıma sistemleri üzerinde çalıştım. Kemoterapinin yan etkilerinin zarar verdiği yerine sadece vücudun ihtiyaç duyduğu bölgelere akıllı bir şekilde ilaç taşıyan nanoterapi sistemleri üzerinde çalıştım. Şimdi Emory Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Georgia Teknoloji Enstitüsü’nün ortak laboratuvarında mesaj yüklü RNA’lar (mRNA) ile farklı hastalıklara çözüm arayan nanoterapilerin içine çalışmaktayım. Amacım, bağışıklık sistemini eğitmek ve vücudun kendi kendini tedavi etmesini sağlamaktır.”
Çelik ve ekibi, mRNA aracılığıyla hücrelere doğru davranış talimatları göndererek bağışıklık sisteminden kaynaklanan otoimmün hastalıkları, örneğin Tip 1 Diyabet, lupus hastalığı ve akciğer sertleşmesi gibi hastalıkları tedavi etmeyi hedeflemektedir. RNA’nın vücutta proteinlerin üretimi için bir aracı olduğunu belirterek, hücrelere mRNA aracılığıyla “yapma dur” ve “şöyle yapmalısın” gibi talimatlar vermek için çalışmalarını sürdürmektedirler. Özgenur Çelik, vücudun kendi hücreleriyle iyileşebilme yeteneğini kullanmanın gelecekte önemli bir tedavi metodu olabileceğine inanmaktadır.
Son yıllarda gelişen mRNA teknolojisi, Biontech aşısının da bu teknolojiyi kullanmasıyla popülerlik kazanmıştır. mRNA teknolojisi ile tıp, dışarıdan ilaç almak yerine vücuttaki sistemleri kullanarak onları eğitmeye odaklanmaktadır. Özgenur Çelik, bazı ilaçları daha erişilebilir hale getirmeyi ve Türkiye başta olmak üzere dünyadaki kız çocuklarına bilimsel çalışmalar yapmaları için ilham kaynağı olmayı hedeflemektedir. Ayrıca, Nobel veya prestijli bilimsel ödüllerin önemli olsa da asıl hedefinin bu olmadığını belirtmektedir.
Özgenur Çelik’in başarılı ve ilham verici hikayesinde büyük bir rol oynayan dedesinin öğütlerini hatırlatarak şunları söylüyor: “Dedem, ben 6. sınıftayken beyin kanaması geçirdi ve hastalığının ilk yılında konuşamayan bir duruma düştü. Bu durum, benim hayatımın bir dönüm noktası oldu. Eğitimimle çok yakından ilgilenmişti ve özel bir bağımız vardı. Ailemde doktor olan birçok kişi olduğu için dedeme iyi bakma şansımız vardı. Ancak bu imkanı olmayan insanlar ne yapacak? Dedem, hastalanmadan önce bana ‘Ne yapacaksan en iyisini yap, o seni geliştirip mutlu edecektir’ şeklinde bir öğüt bırakmıştı. Bu öğüdü odamda bir çerçeve içinde asarak yol haritam olarak belirledim.”