Eski Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu, daha önce Adli Tıp Kurumu’nda çalışmış ve cinsel taciz ve istismar konularında raporlar hazırlamıştır. Ancak, 2016 yılında FETÖ üyeliği suçlamasıyla ihraç edilen Zoroğlu, 15 ay cezaevinde kalmıştır. 2017 yılında tahliye olduktan sonra İstanbul Bakırköy’de bir klinik açmıştır. Ancak, son zamanlarda çocuk hastalarına uyuşturucu vererek ailelerini cinsel istismarla suçlamakla suçlanmıştır. Bu iddiaların ardından psikolog olan asistanı Ahmet Aktaş ile birlikte tutuklanmıştır. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Zoroğlu hakkında 8 ayrı suçtan, toplamda 972 yıl hapis istemiyle iddianame düzenlemiştir.
İddianamede yer alan ayrıntılara göre, Zoroğlu’nun kurbanlarından biri olan M.Ö., 15 yaşındaydı. Zoroğlu, çocuğa uyuşturucu vererek annesine istismar olduğunu inandırmıştır. Bu durum, çocuğun ebeveynleri arasında boşanmaya sebep olmuştur. Ancak, çocuğun babası, Zoroğlu’nun çocuğa attığı mesajları bulunca eşini suçlamasının haksız olduğunu anlamış ve doktor hakkında savcılığa şikayette bulunmuştur. Zoroğlu’nun çocuğa attığı ses kayıtlarından birinde, “Hep Fetöcüler mi yatacak, biraz da siz yatın” diyerek oldukça rahatsız edici açıklamalar yaptığı ortaya çıkmıştır. Ancak, en korkutucu olanı, Zoroğlu’nun iddia ettiği gibi 19 ayrı kişiliğe sahip olduğunu söylediği M.Ö.’nün Adli Tıp muayenesi sırasında herhangi bir rahatsızlık tespit edilememesidir.
İddianamede çocukların ifadelerine de yer verilmiştir. T.Ş., doktorun kendisine uyuşturucu verdiğini ve yaşadıklarını anlatırken, “Annemle ilgili ne anlattığımı tam olarak hatırlamıyorum. O dönemde ilaçların etkisiyle kafam kötüydü. Örneğin, beni bir eve kapatmıştı ve orada 18 ve 19 yaşlarında iki kız vardı, isimleri B. ve N. idi. Bu kızlar doktorun babasının evindeydi” şeklinde ifade vermiştir.
M.Ç. ise anne ve babasıyla birlikte kliniğe gittiğini ve doktorun üçüncü seansta buruna dört kez ketamin sıktığını anlatmıştır. Bu durumda gözlerinin ışığa karşı aşırı hassas olduğunu belirten M.Ç., “Salih Hoca ketamini sıktıktan sonra ışıkları kapatıyordu. Kendimi her şeyden korkan, korumasız ve yarı baygın biri gibi hissediyordum. Bu durumdayken Salih Hoca benimle konuşmaya devam ediyordu. Bir süre sonra, yoğun ketamin etkisi altındayken ‘Babanın sana bir şey yapmadığından emin misin?’ dedi. Ben her seferinde babamı sevdiğimi söylememe rağmen, Salih Hoca aşırı derecede ısrarcı bir şekilde ‘İyi düşün, böyle bir şey yaşanmış olabilir, bana anlat’ diyordu. Sürekli olarak babam hakkında konuşmak istemesi beni deli ediyordu” şeklinde ifade vermiştir.
Kaynak: [Haber kaynağı]