Şanlıurfa’daki Karahantepe Kazıları, Tarih Öncesi İnsanın Karmaşık Yaşamını Ortaya Koyuyor

Dünyanın zaman makinesi Karahantepe

Şanlıurfa, özellikle Göbeklitepe keşfiyle arkeoloji dünyasında önemli bir yere sahip olmuştur. Karahantepe heyecanı ise Şangay Arkeoloji Forumu’nda dikkat çekmiştir. Karahantepe Projesi, 2023 yılının en iyi 9 Saha Keşif ve Araştırma Projesi arasına seçilmiştir. Bu başarı, Anadolu’nun tarih öncesi arkeolojisine olan katkılarını bir kez daha ortaya koymuştur. Karahantepe, Taş Tepeler Projesi ile birlikte Şanlıurfa’da arkeolojik araştırmaların devam ettiği 10 yerden sadece biridir. Karahantepe’deki çalışmalar, 12 bin yıl önceki insanın daha önce bilinenden farklı bir şekilde tanımlanması gerektiğini göstermektedir.

Göbeklitepe – Karahantepe Kazı Heyeti Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Tarih öncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, Karahantepe kazılarına ilişkin son bilgileri paylaşarak, Karahantepe’nin bölgedeki en büyük yerleşim yerlerinden biri olduğunu belirtmiştir. Bugüne kadar elde edilen verilere göre, Karahantepe’deki yerleşimin 11.500 yıl önce başladığı ve bin yılı aşkın süre devam ettiği tahmin edilmektedir.

Prof. Dr. Karul, Karahantepe’nin neden arkeoloji dünyasında heyecan yarattığını açıklamış ve şunları dile getirmiştir: “Karahantepe, tarih öncesi insanın çevresini nasıl kullandığından, geçim stratejilerine ve özellikle 12 bin yıl önceki insanın sembolik dünyasına en yakın olduğumuz bir alandır. Mimaride, teknolojide, sanatta ve günlük yaşamda çok fazla veriye ulaşabiliyoruz.”

Karahantepe’deki çalışmalarda, özel amaçlarla inşa edilen yapılar ve günlük yaşama dair izler içeren kulübeler, dikili taşlar ve heykeller gibi birçok buluntu ortaya çıkarılmıştır. Bu yapıların işlevlerinin sona erdikten sonra aynı insanlar tarafından doldurulup gömüldüğü bilinmektedir.

Prof. Dr. Necmi Karul, Karahantepe’deki 2023 yılı çalışmalarının beklentilerin ötesinde sonuçlar verdiğini belirtmiş ve şunları eklemiştir: “Yerleşimin son evrelerinde, yapıların dörtgen planlı inşa edildiği ve özel yapıların hala yapıldığı anlaşılmıştır. Bu yapılar arasında, 2 metre 45 santimetreye kadar yükselen bir insan heykeli bulunmuştur. Bu yapılar ve içerdikleri buluntular, tarih öncesi insanın oldukça karmaşık bir yaşam sürdüğünü kanıtlamaktadır.”

Prof. Dr. Necmi Karul, ayrıca ilk yerleşik toplumların sadece mimari ve sanatsal üretimlerle ilgilenmediğini, aynı zamanda bu faaliyetleri organize bir şekilde planladığını ve toplumsal düzeni kurduğunu belirtmiştir. Bulunan insan ve hayvan heykelleri ile özel yapılar, ilk yerleşik toplumların basit bir yaşam sürmeyen gelişmiş topluluklar olduğunu ortaya koymaktadır.