Türkiye, Uluslararası Ceza Divanı üyesi olmadığı için İsrail ile ilgili işlenen suçların yargılanması sürecini kendi Adalet Bakanlığı üzerinden yürütecek. Bu süreçte, İsrail Başbakanı Netanyahu, Savunma Bakanı ve diğer yetkililer dahil, suça ortak olan kişilerle ilgili Türkiye mahkemelerinde davalara başlanacak. Hürriyet’in konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Yücel Acer, Türkiye’nin Uluslararası Ceza Divanı’na üye olmamasına rağmen evrensel yargılama yetkisi olduğunu söyledi.
Acer, Türk Ceza Hukuku’nda soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçların yer aldığını belirtti. Savaş suçları olarak nitelendirilen eylemler arasında sivillerin kasıtlı olarak öldürülmesi, kötü muamele görmeleri ve sivil altyapının tahrip edilmesi gibi durumlar bulunuyor. Eğer bu eylemler halk kitlesini hedef alıyorsa, insanlığa karşı suçlar kategorisine giriyor. Acer, Hamas’ı bahane ederek sivilleri hedef alan ve yerinden etmek için saldırılar düzenleniyorsa, bu saldırılar insanlığa karşı suçlar olarak değerlendirilebileceğini belirtti. Ayrıca, Hamas’a saldırırken sivil zararları oluşuyorsa, bu durum savaş suçu olarak kabul edilebileceği hatta soykırım suçu bile sayılabileceğini ifade etti.
Soru üzerine Acer, olası bir sürecin nasıl işleyeceğini şu şekilde açıkladı: İlk olarak bireysel bir başvuru yapılır ve bu başvuru kamu davasına dönüşür. İlgili savcı, mahkemeye başvurmak için delil toplar. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin açıklamaları gibi görseller ve belgeler incelenir. Mahkeme, inceleme sonucunda sorumlular hakkında dava açar ve bu kişilere karşı yakalama kararı çıkarılabilir. Eğer bu kişiler, Türkiye gibi düşünen bir ülkeye giderse, yakalanarak Türkiye’ye getirilebilir. Ancak İsrailli kişilerin evrensel yargılama ilkesine göre yargılanabilmesi için savcının fezleke hazırlamasından sonra Adalet Bakanı’nın izin vermesi gerekmektedir.