Tarihte yapılan siyasi ve sosyal dönüşümler, genellikle kılık kıyafete de yansımaktadır. 1908’deki 2. Meşrutiyet döneminde, Orta Asya kökenli “kalpak” adı verilen şapka öne çıkmış ve orduda sıkça kullanılmaya başlanmıştır. Kalpak, farklı şekil ve türleri olan bir şapkaydı. Ancak, Milli Mücadele döneminde kalpak güçlü bir sembolik değer kazandı ve işgale karşı mücadele eden Kuvayımilliye hareketi ile özdeşleşti.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kalpak ile çekilmiş birçok fotoğrafı bulunmaktadır. Bu fotoğrafların biri de, 24 Mart 1923 tarihinde TIME dergisinin kapağında yer aldı. Kalpak, Milli Mücadele ve Kuvayımilliye sembolü haline geldi ve daha sonra birçok alanda sık sık kullanıldı. Kalpak, Atatürk tarafından ilk kez Erzurum Kongresi sürecinde giyildi ve sembolik değeri arttıkça yaygınlaşıp hızla etrafındaki herkes tarafından kullanılmaya başlandı. Mustafa Kemal’e atfen “Kemali (kalpak)” olarak adlandırıldı.
Reşat Ekrem Koçu’nun “Türk Giyim Kuşam ve Süslenme Sözlüğü” adlı kitabında verdiği bilgilere göre, Kökeni Orta Asya’ya dayanan kalpak, Atatürk tarafından milli mücadele döneminde kullanılmaya başlandı. Kuzu postundan yapılan kalpak, Kemali Kalpak veya sadece Kemali adı ile anılmaya başlandı ve hızla yaygınlaştı. Büyük Millet Meclisi üyeleri, yeni kurulan ordunun zabitleri ve halk, kuzu derisinden veya taklit dokuma çuhadan yapılan Kemali Kalpak’ı giymeye başladı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Kemali” kalpağı, bugün İstanbul’daki Atatürk Müzesi’nde sergilenmektedir.