Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un Yaptığı Konuşmada Öne Çıkanlar
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, hukuku sadece kanunlar bütünü olarak değil, toplumsal temelin temel taşı olarak gördüklerini belirtti. Tunç, demokrasinin vazgeçilmezi olan düşünce hürriyetinin geliştirilmesi için 23 yıldır önemli adımlar attıklarını ifade etti. Yargı reformu strateji belgeleriyle birçok reforma imza atıldığını ve köklü adımların atıldığını vurguladı. Siyasi katılımı artıran reformlarla Türkiye’de katılımın arttığını belirten Tunç, siyasal ve hak özgürlüklerini engelleyenlerin ortadan kaldırıldığını açıkladı.
Geçen hafta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen terör ve yolsuzluk soruşturması kapsamında 48 şüphelinin tutuklandığı, 51 kişinin tutuklandığı, 41 şüpheli hakkında adli kontrol kararı verildiği ve 14 kişinin yakalanma çalışmalarının devam ettiği belirtildi. Soruşturma dosyalarında MASAK raporları, müfettiş raporları ve delillerin bulunduğu aktarıldı. İhalelerde usulsüzlük yapıldığı, kaynağı belirsiz paraların kişisel hesaplara aktarıldığı, menfaat elde edildiği iddialarının yer aldığı soruşturma dosyasıyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı paylaşımda bulundu.
Kamuoyunda bazı kesimlerin, soruşturmanın siyasi nedenlerle yapıldığı algısı yaratmaya çalıştığı ve adli çalışmaları cumhurbaşkanıyla bağdaştırmaya çalıştığı belirtildi. Bu iddiayı reddeden Bakan Tunç, “Hukuk devletinde suç işlendiğine dair bir delil varsa gerekli savunma mahkemede yapılır, sokakta değil” dedi. Tarafsız ve bağımsız Türk yargısına güvenilmesi gerektiğini vurgulayan Tunç, adaletin tecellisi için verilecek kararın saygıyla karşılanmasının önemli olduğunu belirtti.
Bazı çevrelerin soruşturma makamını baskı altına almaya çalıştığını ifade eden Bakan Tunç, Türkiye’nin küresel çapta insan haklarını savunduğunu ve uluslararası toplumun çifte standardını reddettiğini dile getirdi. Türkiye’nin, sadece kendi halkı için değil, insanlık için de güvenli bir liman olduğunu vurgulayan Tunç, küresel krizlere karşı Türkiye’nin duruşunun önemine dikkat çekti.